türkiye tarihi hakkında bilgiler listesi

türkiye tarihi hakkında bilgiler listesi için eklenen 97 entry bulunmaktadır.
 

maraş cephesi

çukurova, antep ve urfa'yı işgal ettikleri gibi, maraş'ı da ele geçiren fransızlar, burada da ermenilerle işbirliği yaptılar. tarihi maraş kalesine türk bayrağı yerine fransız bayrağının asılması, maraşlıları harekete geçirdi ve olay milli onuru zedeleyici bir durum olarak değerlendirilmişti. fransız işgaline karşı, bir camide vazeden "sütçü imam" şeyh ali sezai (kurtaran) efendi, halka "kalelerinde hür bayrağı dalgalanmayan, esir bir memlekette, cuma namazı kılınmaz" diyerek maraşlıları coşturdu. maraş, çocuğu, genci, ihtiyarı, erkeği ve kadını ile beraber tarihi kaleye yönelerek, fransız bayrağını indirip, yerine türk bayrağını çekmiştir. fransızlara karşı yapılan kanlı mücadele, 11 şubat 1920'de fransızların bozguna uğramaları ve maraş'tan çekilmeleri ile son buldu. maraşlıların, gösterdikleri kahramanlık, şehrin adının da kahramanmaraş olarak değişikliğini gerekli kılmıştır. ayrıca maraş şehri tbmm hükumetince istiklal madalyası ve beratına layık görüldü.

 

çukurova cephesi

kilikya adı ile andıkları çukurovayı sömürge haline getirmek için fransızların çabaları, daha ilk işgal anından itibaren çukurovalıların protestosu ile karşılanmıştır. "feryat name" adlı vesika ile kamuoyuna duyurulmuştu. fransız idarecilerinin, ermeni komitecilerince alet olması, hatta fransız valisi bremond'dan cesaret almaları ve teşvik görmeleri ermeni fedailerini yağmacılık ve katliama da yönlendirmişti. fransız ve ermenilerin insanlık dışı hareketleri, milli kuvvetleri teşkilat kurarak, çete savaşı yolu ile karşı koymaya yöneltti. aralarında zamir damir arıkoğlu'nun da bulunduğu çukurovalılar toroslarda ve çukurova'da yer yer direnişler, yiğitçe çarpışmalar yaptılar. i.kavaklıhan, aflak, ii.kavaklıhan, yarbaşı, hinnepli, taşçı, mercin büyük fadıl savaşları ve kar boğazı baskını fransızları yirmi günlük ateşkes antlaşmasına ve daha sonra da ankara antlaşmasını imzalamaya zorladı. antlaşmanın imzalanması çukurova'nın kurtuluşunu sağladı.

 

inönü savaşlari

i.inönü savaşi

yunanlılar, bursa ve uşak mıntıkalarından eskişehir ve afyon istikametlerinde 6 ocak 1921'de ileri harekata geçtiler. yunan harekatı üç koldan ilerleyerek inönü önünde birleşiyordu. yunanlılar, 3 günlük yürüyüşten sonra 9 ocak günü inönü mevzilerinin önüne gelmişlerdi. asıl savaş 10 ocak günü sabah saat 6.30'da yunanlıların taarruza geçmesi ile başladı. saldırısı kırılan düşmana karşı savaş 10 ocak 1921'de kazanıldı.

savaşın inönü bölgesinde yapılması bir tesadüf değildi. inönü savaşlarının zamanını yunanlılar, fakat savaş alanını türkler seçmişlerdi. türk ordusunun savunma planına göre, bursa ve kocaeli yönünden gelecek bir düşman taarruzu inönü'de karşılanacaktı. 11 ocak 1921'de o güne kadar fazla kayıp vermiş ve çok hırpalanmış olan düşman, daha fazla ilerlemeye kendisinde kudret göremeyerek, tekrar bursa civarındaki eski mevzilerine çekilmek zorunda kaldı. böylece dinamik bir sevk ve idare sistemiyle düşmanın iki misli kuvvetlerine karşı, zayıf kuvvetlerle yoğun bir savunma yapılmış ve düşman ordusu üç gün içinde yenilerek geri çekilmeye mecbur bırakılmıştır.

i. inönü zaferi sonunda albay ismet bey,1 mart 1921'de generalliğe yükseltildi. kazanılan bu zaferin tarihi önemi, batı cephesinde kazanılan ilk zafer oluşu ve sevr tatbikçilerine milli teşkilatın ne demek olduğunu göstermesidir. i. inönü savaşıyla kuva-yı milliye devri son bulmuş, büyük millet meclisi hükumetinin ve ordusunun içeride ve dışarıda itibarı birden yükselmiş, ordunun ve meclis'in otoritesi artmıştır.

ii. inönü savaşi

londra konferansının bir sonuç vermemesi, sevr projesini uygulamak için itilaf devletlerini yeni bir çabaya yöneltmiş ve bu amaçla yunan işgal ordusunu savaşa teşvik etmişlerdi. bundan faydalanan yunanlılar, 23 mart 1921'de bursa'dan inönü istikametine ilerlemeye başladılar. türk ordusunun yüksek azim ve imanla savaşması, 31 mart 1921 akşamına kadar süren kanlı çarpışmalar sonunda düşmanı inönü'de ikinci defa perişan etti. yaptıkları iki saldırının da püskürtülmesi üzerine yunan kuvvetleri, 31 mart gecesinden itibaren çıkış mevzilerine çekilmeye başladılar, çekilen düşman, süvari birliklerimizle izlenmiş ve düşmana çekilirken de kayıplar verdirilmiştir.

fevzi paşanın (çakmak) mecliste bu savaştan bahsederken söylediklerinden anlaşıldığına göre, yunan ordusunun amacı mutlaka yenmekti. başkumandanları papulas, bu sebeple karaköy'e gelmiş ve alaylarını bizzat birbiri ardınca savaşa sokmuştur. düşman bir taraftan kesin olarak türk ordusunu yenmek ve dört beş günde eskişehir'e, bir ayda da ankara'ya gelerek sevr antlaşmasını kabul ettirmek amacındaydı. düşmanın hareketlerinden amacını anlayan kumandanlık, lazım gelen önlemleri almıştı. ismet paşa bir taraftan da düşmana umduğu yerde değil, bizim istediğimiz yerde savaşı yaptırmak suretiyle, düşmanın savaş planını başarısızlığa uğratmıştır. milli kurtuluş savaşında bu zafer, mustafa kemal'in güzel ifadesiyle, milletin "makus talihini" (tersine dönmüş talihini) de yenen bir zafer olmuştu.

 

kütahya - eskişehir savaşlari

inönü savaşlarında savunma taktiği uygulamak zorunda kalan türk ordusu, aslıhanlar- dumlupınar çarpışmalarında ise henüz saldırı gücü olmadığını göstermişti. bu durumdan yararlanmayı düşünen yunan genelkurmayı yeni bir plan hazırladı. daha güçlü birliklerle, inönü, eskişehir, afyon ve kütahya arasındaki çizgide bulunan mevzilerimize yüklenerek buraları işgal etmek ve gerekirse ankara'ya kadar ilerlemek düşüncesindeydiler. yunanlılar bu amaçla, yeni birliklerle iyice güçlendiler ve 10 temmuz'dan itibaren saldırıya geçtiler. zayıf birliklerle tutulan kütahya güneyine yüklendikten sonra, cephe boyunca ilerlemeye başladılar. 20 temmuza kadar yaptıkları saldırılarla kuvvetlerimizi geri çekilmeye zorladılar. cephe durumu ile ilgilenen mustafa kemal paşa, kuvvetlerimizin sakarya'nın doğusuna kadar çekilmesini gerekli gördü. böylece zaman kazanılacaktı. bu plan uygulanırken, 21 temmuz'da tekrar saldırıya geçen yunan kuvvetleri, büyük fedakarlıklarla yavaşlatıldı ve 25 temmuz'da sakarya'nın karşı kıyısına geçildi.

bu savaşlar sonucunda eskişehir, kütahya, afyon gibi büyük stratejik merkezler elden çıktı. savaş gücü azaldı ve yurtta büyük bir hayal kırıklığı belirdi. tbmm'de moral bozukluğu başladı ve sert tartışmalar oldu. aslında, yunan kuvvetleri büyük ateş ve silah üstünlüklerine rağmen, ordumuzu yok edememişlerdi. ordumuz, sakarya'nın doğusunda, güvenlik altındaydı. buna rağmen savaşın kaybedilmesi cephe gerisinde büyük bir felaket haberi gibi etki yapmıştı.

 

sakarya meydan savaşi

inönü'de ikinci kez yenilen yunanlılar, ordularını güçlendirmek amacıyla kuvvetlerini artırmışlardı. türk ordusu ise henüz hazırlıklarını tamamlayamamış, yurdun bütün kaynaklarından faydalanma imkanını bulamamıştı. ancak ii. inönü savaşından sonra, güney cephesi kaldırılmış, güney ve batı cepheleri birleştirilmişti. böylece batı cephesinde daha fazla kuvvet toplamak imkanı sağlanmıştı.

yunanlılar, 10 temmuz 1921'de iki ayrı cepheden taarruza geçerek türk ordusunu yok etmek istediler. desteklenmiş kuvvetleriyle güçlü bir şekilde ilerlemeyi başardılar. türk ordusu, zor durumdan kendisini kurtarmak amacıyla eskişehir'e kadar çekildi. mustafa kemal paşa, 18 temmuz 1921'de batı cephesi karargahına geldi ve durumu yakından görüp inceledi. ordunun düzenlenip kuvvetlendirilmesi için, sakarya'nın doğusuna kadar çekilmesini gerekli gördü. bunun üzerine, türk ordusu, 25 temmuz 1921'de taktik savunma yapmak amacıyla sakarya'nın doğusuna çekildi.

türkiye büyük millet meclisi orduları sakarya'nın doğusuna çekilmekle askeri bakımdan büyük bir avantaj elde etti. türk kuvvetleri için zor olsa da, yunanlılar için daha zor olan bir durum oluşturuldu. böylece, türk kuvvetleri düşmanın gelişen taarruzlarının tehdidinden kurtarılmış, sakarya'nın doğusunda yeniden düzenlenerek savunma gücü artırılmıştı. yunanlılar ise mevzilerini genişletmişler, ulaştırma şartları zor bir arazide ilerlemek ve ikmal yapmak zorunda kalmışlardı.

sakarya gerisine çekilme, halkın maneviyatı üzerinde ciddi bir sarsıntı oluşturmuştu ve mecliste de bunun belirtileri ortaya çıkmıştı. mustafa kemal paşa'nın muhalifleri; "ordu nereye gidiyor, millet nereye götürülüyor? bu hareketin elbette bir sorumlusu vardır, o nerededir? bu çok acı veren durumun ve yürekler acısı görünümün gerçek sorumlusunu ordunun başında görmek isterdik" diyerek mustafa kemal paşaya dil uzatmaya başladılar. büyük millet meclisinde ve dışarıda son çare ve son tedbir olarak mustafa kemal paşa'nın ordunun başına geçmesinde fayda umulduğu yolunda bir kanaat oluştu. bunun üzerine mustafa kemal paşa, 4 ağustos 1921'de büyük millet meclisi'ne verdiği bir önerge ile başkumandanlığı kabul ettiğini bildirdi ve ancak meclis'in elindeki yetkileri de fiilen kullanmayı talep etti. bu önerge üzerine mustafa kemal paşa'nın muhalifleri, kendisine başkomutan unvanını ve meclis'in yetkilerini kullanmak hakkını önce vermek istemediler. ancak unvan ve yetki, 5 ağustos 1921 tarihli kanunla tanındı.

mustafa kemal paşa, 12 ağustos 1921'de polatlı'daki cephe karargahına giderek ordunun başına geçti. cephede teftiş yaparken, attan düşerek birkaç kaburga kemiği kırıldı. savaşı cephede yaralı ve kaburga kemiği sarılı bir şekilde idare etmek zorunda kaldı.

23 ağustos'ta düşman ordusu ciddi olarak cephemize taarruz etti. ordumuz. 100 kilometrelik cephe üzerinde cereyan eden meydan muharebesinde, düşmanın üstün kuvvetlerini ilk önce yıpratarak, taarruza devam etmekten yoksun bir hale getirdi. 23 ağustos'tan 13 eylül'e kadar gece gündüz aralıksız yirmi iki gün devam eden bu kanlı savaştan sonra, düşman ordusu mağlup ve perişan bir şekilde cepheyi terk etti.

sakarya meydan savaşı sonucu, askeri harekat yön değiştirmiştir. sakarya, geri çekilme ve gerilemenin durdurulduğu ileri gidişin başladığı noktayı oluşturmuştur. sakarya zaferi, bütün memlekette günlerce süren coşkun sevinç gösterilerine ve heyecanlı kutlamalara vesile oldu. meclis, 19 eylül 1921'de kabul edilen bir kanunla, türk milletinin bir şükranı olarak mustafa kemal paşa'ya mareşallik rütbesi ve gazilik unvanını verdi.

sakarya zaferi, dış ilişkilerimizde durumumuzun düzeltilmesine ve itibarımızın artmasına yardımcı oldu. 9 haziran 1921'den beri ankara'da fransız temsilcisi franklin bouillon'la görüşmeler yapılmaktaydı. bu görüşmeler, sakarya zaferinden sonra, 20 ekim 1921'de ankara'da olumlu bir şekilde sonuçlanarak, ankara itilaf namesi adıyla tarihe geçen bir antlaşmayla noktalandı. sakarya zaferi, askerlik ve politika bakımından da kurtuluş mücadelemizin önemli bir merhalesi oldu. yunan ordusunun taarruz kabiliyeti kırıldı.

 

büyük taarruz, başkomutan meydan muharebesi

sakarya savaşından sonra, kamuoyunda ve tbmm'nde taarruz için sabırsızlık baş göstermişti. gazi mustafa kemal paşa, 4 mart 1922'de büyük millet meclisinin gizli bir toplantısında endişe ve huzursuzluk duyanlara açıklamalar yapmıştı.

"ordumuzun kararı, taarruzdur. fakat bu taarruzu tehir ediyoruz. sebebi, hazırlığımızı tamamen bitirmeye biraz daha zaman lazımdır. yarım hazırlıkla, yarım tedbirlerle yapılacak taarruz, hiç taarruz etmemekten çok daha kötüdür" diyerek bir taraftan zihinlerdeki şüpheyi bertaraf etmeye çalışırken, diğer taraftan da orduyu son zaferi sağlayacak bir taarruz için hazırlıyordu. haziran 1922 ortalarında, başkomutan gazi mustafa kemal paşa, taarruza geçmek kararını almıştı. asıl amaç, yok edici bir meydan savaşı yapmak, düşmanı çabuk ve kesin bir sonuç alacak şekilde vurmaktı. mustafa kemal paşa, ordu birlikleri arasında bir futbol maçı organize edilmesi bahanesiyle ordu komutanlarını akşehir'e davet etti. böylece yunanlıların ve işgal devletlerinin dikkatleri çekilmeyecekti. 28 temmuz gecesini, komutanlarla genel taarruz hakkında konuşarak geçirdi ve gereken direktifleri verdi. mustafa kemal paşa, daha sonra 20 ağustos 1922'de ankara'dan akşehir'e giderek, 26 ağustos 1922 cumartesi sabahı düşmana taarruz emrini verdi. çok gizli bir şekilde yürütülen bu olayları kamuoyundan saklamak maksadıyla, 21 ağustos'da çankaya köşkünde bir çay daveti verileceği gazete ve ajanslara bildirilmişti.

26 ağustos sabahı başkomutan mustafa kemal paşa, yanında genelkurmay başkanı fevzi paşa(çakmak), batı cephesi komutanı ismet paşa (inönü) ile birlikte muharebeyi idare etmek üzere kocatepe'deki yerini aldı. büyük taarruz burada başladı. topçuların sabah saat 4:30'da taciz ateşi ile başlayan harekat, saat 5:00'de önemli noktalara yoğun topçu ateşi ile devam etti. piyadelerimiz, sabah 6:00'da tınaztepe'ye hücum mesafesine yaklaşarak, tel örgüleri aşıp, yunan askerini süngü hücumu ile temizledikten sonra, tınaztepe'yi ele geçirdiler. bundan sonra, saat 9:00'da belentepe, daha sonra kalecik-sivrisi düşmandan temizlendi. taarruzun birinci günü, sıklet merkezindeki 1. ordu birlikleri, büyük kaleciktepe'den çiğiltepe'ye kadar on beş kilometrelik bir bölgede düşmanın birinci hat mevzilerini ele geçirdi. 5. süvari kolordusu düşman gerilerindeki ulaştırma kollarına başarılı taarruzlarda bulundu. 2. ordu da cephede tespit görevini aksatmadan sürdürdü.

26 ağustos günü türk ordusunun büyük taarruzu, genelkurmay başkanlığınca tbmm'ne bildirildi. bu haber meclis'i coşturdu ve heyecanlı gösterilere vesile oldu.

27 ağustos pazar sabahı gün ağarırken, türk ordusu bütün cephelerde yeniden taarruza geçti. bu taarruzlar çoğunlukla süngü hücumlarıyla ve insan üstü çabalarla gerçekleştirildi. 27 ağustos saat 18:00'de, afyon 8. tümen tarafından kurtarıldı. afyon kurtuluşun şanlı ve şerefli müjdesi olmuştu. başkomutanlık karargahı ile batı cephesi komutanlığı karargahı afyon'a taşındı.

28 ağustos pazartesi ve 29 ağustos salı günleri, başarılı geçen taarruz harekatı ile düşmanın 5. tümeninin çevrilmesi ile sonuçlandı. 29 ağustos gecesi durum değerlendirmesi yapan komutanlar, hemen harekete geçerek muharebenin sür'atle sonuçlandırılmasını gerekli buldular. düşmanın çekilme yollarının kesilmesi ve düşmanı çarpışmaya zorlayarak, tamamen teslim olmalarını sağlama yolunda karar aldılar. karar sür'atli ve düzenli bir şekilde gerçekleştirildi. 30 ağustos 1922 çarşamba günü taarruz harekatı türk ordusunun kesin zaferi ile sonuçlandı. büyük taarruz'un son safhası askeri tarihimize başkomutan meydan muharebesi olarak geçmiştir.

30 ağustos 1922 başkomutan meydan muharebesi sonunda, düşman ordusunun büyük kısmı dört taraftan sarılarak, dumlupınar'da gazi mustafa kemal paşa'nın ateş hatları arasında bizzat idare ettiği savaşta tamamen yok edilmiş veya esir edilmişti. böylece tasarlanan kesin sonuç beş gün içinde elde edilmiş ve hazırlanan plan tam başarı ile uygulanmıştı. 30 ağustos 1922'nin gurur verici zaferi ile mustafa kemal, kaçabilen düşmanın takip edilmesini ve üç koldan ege'ye doğru ilerlemesini uygun buldu. "ordular ilk hedefiniz akdenizdir. ileri" diyerek, tarihi emrini 1 eylül 1922'de verdi. yunanlılar, izmir'e doğru kaçmaktaydı. başta yunan ordusu başkomutanı trikopis olmak üzere çok sayıda esir ele geçirilmişti.

ordumuz bu muharebede, on beş günde 400 kilometre katederek, 9 eylül 1922 sabahı izmir'e girdi. sabuncu bel'den geçen 2. süvari tümeni, mersinli yolu ile izmir'e doğru akarken, bunun solunda 1. tümen de kadife kale'ye doğru yürüyordu. bu tümenin 2. alayı tuzluoğlu fabrikasından geçerek kordonboyu'na ulaştı. yüzbaşı şeref bey hükumet konağına, 5. süvari tümenimizin öncüsü yüzbaşı zeki bey kumandanlık dairesine, 4. alay komutanı reşat bey de kadife kale'ye bayrağımızı çektiler.

izmir'de askerlerimiz coşku içinde karşılandılar ve çiçek yağmuruna tutuldular. süvarilerimizin kordon boyundan geçişi çok görkemli idi. kurtuluş zaferinin başkomutanı gazi mustafa kemal paşa, izmir'in kurtuluşunu belkahve'den seyretti. türk ordusunun, 400 kilometrelik bir mesafeyi savaşarak katedip izmir'e ulaşması içeride ve dışarıda hayret ve takdir uyandırdı.

büyük türk zaferi karşısında endişeye düşen ve o anda da istanbul ve çanakkale boğazlarını işgal altında bulunduran itilaf devletleri, savaşı durdurmayı ve türklerin haklı isteklerini yerine getirmeyi kendi çıkarlarına uygun buldular. lord kinross'a göre,"ingiltere, ciddi bir krizle karşı karşıya bulunduğunu anlamaya başlıyor. halk, türklerle yeni bir savaştan korkuyordu". 11 ekim 1922'de imzalanan mudanya ateşkes antlaşmasıyla, silahlı çatışma durdurulduğu gibi, edirne dahil trakya'nın da türkiye'ye bırakılacağı ve bir ay içerisinde yunanlılar tarafından boşaltılacağı kabul edildi. anadolu'da yunan politikasını yürüten ingiltere başbakanı lloyd george, bu gelişmeler üzerine istifa etti.

 
üst bottom