afşar timuçin şiirleri listesi için eklenen 60 entry bulunmaktadır.
 

bembeyaz akşamlara çıkmak
deniz kıyılarında ya da dağ başlarında
daha doğar doğmaz sarhoş
pırıl pırıl bir günden
akşam gelin gibi süzüle süzüle
yamaçlardan ağır ağır inerken
seni duymak seni sevmek seni okşamak
seni konuşmak ve seni susmak
ilk karanlıkla birlikte erkenden

senin hazırladığın sofraya oturmak
senin yaydığın çarşafların üzerine
uzanıp uzun uzun düşünmek seni
dünyayı yepyeni güzelliklerle
yeniden yaratır gibi
elinle kapladığın yorganı örtünüp
seni duymak seni düşünmek seni bulmak
haritaya yeni bir ada yazdırır gibi
her yanını her şeyini öğrenmek
saçlarını boynunu sırtını belini
kollarını omuzlarını dizlerini ayaklarını
hatta ayıp olmasın en gizli yerlerini
yani baştan sona seni ezberlemek

 

birlikte bir kıyıyı kuşattık
bütün tarihçiler eski kuşatmaları
evlerinde bir bir yanlış yazarken
gemilerimizi saldık serin sulara
onun gemileri benim gemilerimden
sanki biraz daha tedirgindi

o tedirginlik bitti
gözlerine dalıp gittim
dalgalara sedef kakmalarını
yayarken ufkun pembeliği
açıkça seni seviyorum dedim
ben de seni seviyorum demedi

kendini bilmez bir karga
oh olsun diye bütün kargalara
yakalanıp mısırdan getirilmiş
üstünde keklik giysileri
ayıpladı kendine göre bizi
ne işiniz var dedi
bu saatte burada

ona hiçbir şey söylemedik
o kim ki bizim yanımızda
biz bir denizi kuşatmışız birlikte
gözlerine bakarken anladım
o da zaten çocuktu benim gibi
geçen gemileri timsaha benzettik
karton filmlerden konuştuk daha sonra

 

dulcinea seni en çok andığım
bu garip bu bilinmez akşamlardır
büyülü kırık dökük hanları
kral saraylarına dönüştüren
anlaşılmaz gizidir akşamların

zor zamanlarımda düşlediğim
sen bütün sezgilerimde varsın
olsaydın belki yarım kalırdım
bir uzak köyde un eleyen süt sağan
bilinmez biri olman
kesinlikle kanıtlamaz yokluğunu
sen dünyaya her dokunmam da
gün gibi yeniden başlayansın

olmazlıkta kurar insan sevincini
tutku her şeyi yeniler
yüreklilik bir çeşit yalnızlıktır
o aptal yeldeğirmenlerine gelince
sen onları benden iyi tanırsın
aldı mı yere vurur adamı
kaldı ki sen onlardan da kahramansın
aşılmazlığınla aydınlat yolumu
dulcinea doğallığım sevincim anayurdum
dünya gün gelip anlayacak
sende gerçek büyüklüğe kavuştuğumu

 

kır saçlı görgülü adamlar
akşam peynirle rakı içer
dünyayı yorumlardı
bazıları şiir bile yazardı
bazen de denk düşerdi takılınca
kitaplara bile geçti

sessiz akardı sular
kalçalı gecelikli kadınlar
hem anlayışlı hem titiz
gün boyu güzel yemekler yapar
durup durup bir kaygıyı anlatırdı
ben türkü söylerdim bu sesimle

süslü kızlar düş kurardı geceleri
sabah adı konulmamış bir sevda için
erkenden sokaklara düşerdi
arkalarından seslenirdi anneleri
yitirilmiş bir şeylere ağlar gibi

garip garip oğlanlar
anlaşılmaz sevdaların peşinde
koştururken sabah akşam
sözde kuşkulu duygulu sevecen
kim bilir hangi bozgundan kalma nineler
komşulara torunlarını anlatırken
kış gelir alabildiğine yağmur yağardı
evlere çekilirdik erkenden

 

ölümsüz gülüşünle başlıyorum
her güzelliğe her sevince
bir yağmur ince ince
sürerken beni başka zamanlara

zamanla yorgun hanlara
dönüyor işte gördün her şeyim
kuru topraklar gibi dağılıyor belleğim
sınırsız bir boşluğu süre süre
yorgunum çok uzaklardan geldim
kaygılar sıkıntılar yaşadım uzun uzun
korkuyu yakından tanıdım
ölümsüz düşmanı oldum korkunun

şimdi bakışınla bağlanıyorum
kocaman bir dünyaya umutla
bir akşam aşılmaz kaygılar
çağırırken beni sozsuzluğuma

sıcaklığın beni alıştırıyor
soğuk ve yağmurlu akşamlara
üşümüş bir kedi gibi sığınıyorum
ellerine ayaklarına saçlarına

 

beni rüzgara verme
öfkeli bir deniz gibi
üstünden atma beni
yazdığın gibi silme

yumlama parçalama
ne yapsam kırılmaz diye
itme koca dağlardan
gidip gelip ağlatma

bu bensiz yapamaz de
içimin derinlerine sakla
gösterme kimseye beni
gönlünde tut bırakma

kuşlara parçalatma
çöllere koyup dönme
gözden çıkarma beni
tam her şeyimi aydınlatırken
yeter bu kadar deyip sönme

bir gidip bir gelip
çocuk gibi oyalama
korkutma yıldırma beni
beni sakın bırakma

 

Bu listeler ilginizi çekebilir!

üst bottom