komik fıkralar listesi

stajyer öğretmen fıkrası.
genç bayan bir gün öğretmen olarak staja başlar. yeni görevinde çok heveslidir. bir gün teneffüs sırasında bütün çocuklar futbol oynarken bir çocuğun oyun alanının sonunda kenarda durduğunu görür. çocuğun iyi olup olmadığını öğrenmek üzere yanına yaklaşır ve çocuğa bir sorununun olup olmadığını sorar. çocuk herhangi bir sorununun olmadığını söyleyince uzaklaşır. bir sure sonra genç kadın çocuğun yine tek başına aynı yerde durduğunu görür. içi rahat etmeyen genç öğretmen tekrar çocuğa yaklaşarak, “senin arkadaşın olmamı ister misin ?” diye sorar. çocuk pek hevesli olmamakla birlikte “tamam” der.
ilerleme kaydettiğini düşünen genç öğretmen “bütün çocuklar topun peşinde koşturup oynarlarken sen neden burada duruyorsun?” diye sorar. afallayan küçük çocuk hayretler içerisinde cevap verir : “çünkü ben kaleciyim öğretmenim”

nasreddin hoca azrail fıkrası.
nasreddin hoca ölüm döşeğindedir. hanımına seslenir.
-“hanım buraya gel”
karısı koşarak yanına gelir.
-“buyur bey”
-“hanım şimdi git en güzel elbiseleri giy, tak takıştır, en güzel kokuları sür kendine. sonrada gel otur yanıma.”
-“ayol hoca dediğine bak. sen bu haldeyken nasıl yapayım ben bunları.”
-“iyi ya belki azrail gelince beni değil seni alıp götürür.”

hafta sonu partisi fıkrası.
izmir’de iş yapan bir adam çok sıkılmış ve trabzon'a yerleşmeye karar vermiş. trabzon’dan 200 dönümlük arsa almış.
bir gün arsasında takılırken atlı bir adam gelmiş ve kapı komşusu olduğunu söylemiş. hafta sonu parti yapacağız, partide içki içeceğiz, yağmur yağabilir dikkat et demiş. ayrıca seks de olacak demiş.
arsa sahibi adam da tamam olur sorun yok demiş. sonra sormuş, partide ne giyilecek ?
komşu cevap vermiş : sadece sen ve ben olacağız önemi yok!

tarih dersi fıkrası.
okulda tarih dersi vardı ve son dersti. tarih derslerini hiç sevmeyen abdulmuttalib, derste iken, öğretmenin emevilerin çöküşünü anlatmaya başladığı sırada, hasta numarası yapıp dersi ekmek istedi ve kendini dışarıya attı.
ancak dışarıda müdüre yakalandı. müdür kolundan tutarak derse geri getirdi, şaşkınlıklar içerisinde öğretmen sordu;
ne zamandan beri derste değildin sen ?
bunun üzerine abdulmuttalib cevap verdi;
emevilerin çöküşünden beri öğretmenim…

şöhretli ayşe fıkrası.
bir gün, zeynep ile meryem dedikodu yapıyorlarmış. zeynep;
bizim büyük çocuk, çok yetenekli çok başarılı, maşallahı var yani, der.
bizim çocuk, o kadar başarılı ki, yazdıklarını onlarca, yüzlerce hatta binlerce kişi okuyor yani, der.
meryem de merak eder;
ne iş yapıyor acaba sizin çocuk?
zeynep cevap verir;
tabelacı…

öteki dünya fıkrası.
temel ve dursun öteki dünyayı aşırı derecede çok ama çok merak ediyorlarmış. bu merak onları yiyip bitiriyormuş.
ne yapsak diye düşünürlerken akıllarına bir fikir gelmiş. kim erken ölürse, öteki taraftan telefon edip, tarif edecekmiş. bir süre geçtikten sonra, dursun ölmüş ve öteki tarafa gitmiş.
aradan 3-5 gün geçmiş ve temel’in telefonu çalmış. arayan da haliyle dursun’muş, biraz sohbet etmişler ve asıl konuya geçmişler.
temelciğum, sana bir eyi, bir da kötü haberum vardur.
ulan dursun, çatlayrum haçan meraktan, haydi söyle.
eyi haber, bu hafta burada trabzonspor ve fenerbahçe maçi vardur. kötü haber ise, trabzonspor’un ilk on birinde sen varsun haçan.