ufkunda doğacağım, ufkunda batacağım;
asırlarca yazsam hep seni anlatacağım.
ben de giyersem eğer bir gün deha tacını
"istersen çiğne" diye önüne atacağım...
söndüğünü görsem de bin "meşale emel"in
ebediyet yolumuz, öyle elimde elin...
ak düşen saçlarınla nur kattığın heykelin
hamuruna harç diye kanımı katacağım.
yansam da masalların "aşık kerem"i gibi,
bu aşk ölmez öyle her gönül veremi gibi!
şöhretin okyanuslar aşarken gemi gibi;
ben dalga gibi ayak ucunda yatacağım
bir yüz tanıdım ruhuma nakşoldu zamanla,
bir yüz ki bütün hatları şimşekle doluydu,
ben yalnız onun resmine daldım heyecanlı,
benden çocuğum yalnız onun şi'rini duydu.
bir hüzne bürünmüştü cenazeyle düğünler,
bir damla yaş olmuştu denizler gözümüzde.
hasretle bakarken gecenin rengine günler,
seyretti yanan gözleriniz fecri o yüzde.
tarih onun emriyle kımıldandı yerinden,
birkaç yıla toplandı hemen birçok asırlar.
isa eli geçmiş sanılır yurt üzerinden,
gül bahçesi olmuş dün ayak bastığı yerler.
ondan geliyor, her günümüz başka baharsa,
ondandır, ufuklarda ne ürperme, ne gam var...
kalbim nefesim dursa, düşüncem sona varsa,
dünyayı unutsam da unutmam bir atam var.
Listelere entry ekleyerek katkıda bulunabilir, bilgiler paylaşabilirsiniz.
sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. bu siteyi kullanmaya devam ederek, çerez kullanımımızı kabul etmiş oluyorsunuz.