afşar timuçin şiirleri listesi için eklenen 60 entry bulunmaktadır.
 

sandığa koy bu mendili kullanma
üstünde martılar uçuşuyor
- her biri bir mavinin telaşçısı -
baş edilmez bir deniz demektir bu
kimseye gösterme sandığına koy bunu

onu benden daha genç
daha dirençli daha umutlu
bir savaşçıya sakla
kavuştuğunuz en güzel sabahta
çıkarırsın sandıktan

bu deniz yıllarca seni bekledi dersin
söz bilmez söz anlamaz kuşlarıyla
seni karşıladı dersin bu mendil
hiç ıslanmadı boş bir anıyla

ya da sen başka mendil ver ona
denizi daha mavi kuşları daha çılgın
kıyıları daha temiz ve güzel
bu da kalsın sandığında öylece
kimindi nedendi nasıldı bilinmeden

 

bir akşamüstü balçık kuşları
sessiz dökülürler yorgun akşama
zehirli saatler emzirir suları
günün ardından uzanıp dağlara
yağmacılar doruklarda yıldızları çalarlar

zamanın örgüsünü dişler gece kuşları
uykunun kanını emer vampir
güzelliğe kezzap döker karanlık
sevinci tutsak eder korsanlar
yavaş yavaş açılır yılan yumurtaları

düşleri eksik imgelerle bozar
kirpiler kuzgunlar kokarcalar
geceye çakılır eskiyen kasımpatı
uzaklardan boş kahkahalar gelir
çocuğun boynunu takarlar ipe

çirkinleştirerek yalnızlıkları
bu cellatları kim besliyor
kim yerleştiriyor çiçek diye
kente bu gülünç sehpaları
kim doğruyu kime benimsetiyor

 

yorgun kuşlar dökülüyor göklerden
kaskatı rüzgarlara çarpa çarpa
yorgun kuşlar dökülüyor uzaklardan
yorgun kuşlar göklerin avucunda
sonsuzluğa serpiliyor dağlardan

ne düştüğün gök ne varacağın toprak
seni bir bitmişlik diye anlamayacak
her yerde izi var kanatlarının
her yere saçıldı duyarlıkların
işte sonu geldi yorgunlukların
başka kuşlar olacak bundan sonra
zaman kadar bitimsiz göklerde

güneşe en yakın doruklarda
yeni kuş yuvalarında yeni kuşlar
kanatlanıyor çığlık çığlığa
göklere yeni çırpınışlar gelecek
ne üzül ne kıskan ne acı çek
bir sonsuzluk gibi geçtiğin göklerden
artık başka güzellikler geçecek

 

onlar savaşçıdırlar sabah akşam
ufuklarda güzellikler sağarlar

sen ölürsün de yapamazsın bunu
öldüremezsin bataklıkta kayık yüzdüren
sabahların altın saçlı çocuğunu

kimseyi umudundan edemezsin
toprağa ekemezsin ölüm korkusunu
sevinçleri kökünden sökemezsin
değirmende kimsesiz bırakamazsın unu

sen ölürsün de yapamazsın bunu
vuramazsın kıyıda uzakları gözleyen
sabahların gül yüzlü çocuğunu

 

onlar savaşçıdırlar sabah akşam
inançlar örer umutlarından

ellerin karanlıkta üşüdü gir içeri
saçların yıkandı soğuk yağmurda
gel sobanın yanına sokul da
al eline sıcak kestaneleri
kuş masalları anlat

acıyı katık etme duruşuna

 

benim bin canla sevip bin özlemle andığım
bari gölgeni bırak bana
su çiçeklerinin en güzel yanı budur
giderken gölgelerini verirler suya
güz akşamları dal kıpırdamazken
suda halkalanan gözleridir
sen de gölgeni bırak bana

gönlümün bin güzelliğiyle inanıp sevdiğim
güzelliğini burada ince ince aratma
bir kıyıya bir gün inen fırtına
gibi birdenbire bir şeyler bırak
bir şeyleri soğut bir şeyleri yak
dağıt bir şeyleri bir şeyleri kur
kendini hiç yokmuşsun gibi bırakma

kafamın her yanıyla bir şeyler öğrendiğim
sonsuza uzanan sevinç güzele vurgun tasa
en az bin yılda arayıp bulduğum
bana aşk şiirleri yazdırma artık
beni burada gölgen gibi bırakma

 

Bu listeler ilginizi çekebilir!

üst bottom