aramak ve aranmak hakkında bilgiler listesi

aramak ve aranmak. bu iki konu ilişkilerde hala sorundur. kadınlar aranmak ister, erkekler aramak istemez. her yeni flörtte bununla ilgili tartışma, konuşma ve uyumsuzluk yaşanır. kadınların yeni ilişki gündeminde bu konu ve bununla ilgili şikayet her zaman vardır.

bu tanıdık şikayet repliklerini duyunca benim aklıma hep aynı şarkı gelir. ‘ara beni ara yar, ara sıra ara yar, ara sıra arasan, kapıları aralar...’ 90’lar, grup merdiven. akıllı bir erkek tarafından yazıldığı belli olan bu şarkı aslında her şeyi anlatıyor.

erkeklerin hayatlarındaki kadınları arama alışkanlıkları çok değişkenlik gösterse de yaş ve katma değerleri itibariyle kategorize edilebilir. yaşları onlar hakkında bize ciddi fikirler verir. peki ya katma değer? aklınıza hemen vergi gelmesin. katma değer tam olarak onların hayattan kendilerine kattıklarıdır ve tüm değerlendirmelerde tartışmasız bir üstünlüğü vardır.

30’lu yaşlara yaklaşmakla tüm öncelikleri değişen erkekler, kafalarına vuracak balyoz niteliğinde bir kışkırtıcılığınız yoksa sizi aramazlar. çünkü onlar para yapmak ve sınıf atlamak telaşına düşmüşlerdir. katma değerleri henüz oluşmamıştır. aşkın ve duygusal yoğunlukların ertelendiği, ne istendiğinin bilinmediği bu şaşkınlık döneminde arayamazlar, çünkü zamanları yoktur. yıl sonu raporları hazırlanacaktır, yılbaşı hedefleri belirlenecektir, yıl ortası revizyonları vardır. hep işleri vardır. siz ararsanız, sonra aranmak üzere savuşturulursunuz. sonra ise aranmazsınız.

40’lara yaklaştıkça işin rengi tamamen değişir. katma değerlerinin oluştuğu beklersiniz ama nafile, davranışları beklenenin tersine şekillenir. telefonların arasındaki zaman dilimleri 48-72 saatleri bulabilir.

ilham perilerimden birinin kırklarını devirmiş bir flörtü vardı. tanıştılar, kaynaştılar, her şey yolunda derken bir baktık, adam aramıyor. aralarında günde zorla bir telefon görüşmesi ya geçiyor ya geçmiyor. sık da görüşemiyorlar. bu arada ağır abimiz bizimkinden çok hoşlanıyor, her fırsatta ne kadar etkilendiğini söylüyor ama aramıyor. bir seferinde saat tuttuk, tam 52 saat aramadı, 52 saatin sonunda da aramadığı gibi bir kuru mesaj attı. mesaj basit tek satırdı: ‘nerelerdesin!!!’. ne söyleyeceğimizi bilememiştik. sonrasında konuyu açan arkadaşıma ne dese beğenirsiniz, ‘sen benim ilişkilerimde en çok arayıp sorduğum hatunsun!’ arkadaşım konuyu büyütmedi, ‘peki’ dedi, gönderdi.

40’larını yarılamış ve andropoz krizine girmiş erkekleri arama-aramama sorunsalı içinde değerlendirmiyoruz. onlar ararlar. hedefleri tek ve ortaktır.

‘kadınlar konuşmayı daha çok seviyor, erkek konuşmaz, ondan aramıyorlar’ diye düşünmeyin. konu fenerbahçe, yeni otomobiller ya da borsada oynayan kağıtları olunca ne kadar konuşabildiklerine inanamazsınız, neredeyse bizim kadar.

sorunun kaynağında onlar var ve onlar karar verecek. ya söz konusu oldukları zaman, haklarında mennuniyetsiz bir suratla ‘aramayı sevmiyor, biz öyle pek konuşmuyoruz’ denilecek. ya da isimlerinin önüne -şahane- takısını alıp, haklarında gülen bir suratla ‘biz gün içinde fırsat buldukça kaynatıyoruz’ denilecek. aslında bilinmeyenlerini arttırıp çözmeye çalıştıkları denklemin çözümü çok basit. lütfen beş dakikalık telefon görüşmelerini kadınlara çok görmeyin. unutmadan, mutlu kadın mutlu eder. hadi arayın...