türkiye tarihi hakkında bilgiler listesi

türkiye tarihi hakkında bilgiler listesi için eklenen 97 entry bulunmaktadır.
 

düzenli ordunun kurulmasi

istanbul hükumeti ve işgal devletlerinin kışkırtmalarıyla çıkan ayaklanmaları bastırmak ve günden güne ilerleyen yunan ordusunu durdurmak, ancak düzenli bir ordu ile mümkündü. bu iki sorun çözülmeden bağımsızlığı elde etmek imkansızdı. mondros mütarekesinden sonra ordular terhis edilmişti. elde kazım karabekir'in komutanı olduğu erzurum'daki 15. kolordu'dan başka, gerçek savaş gücü taşıyan birlik yoktu. ordu yalnız boş kadrolar durumundaydı. gerek temsil heyeti, gerek ardından kurulan yeni meclis silahlanmaya ve seferberliğe gidecek durumda değildi. ancak, ayaklanmalar bastırılmalı ve yunan ilerleyişi durdurulmalıydı.

batı anadolu'da, izmir'in işgalinden sonra vatansever üç albay, kazım özalp (orgeneral), bekir sami (anday) ve şerif (aker) beyler, emirlerindeki birliklere katılanlarla birlikte direnmeye başlamışlardı. ancak bu direnişler güçsüzdü ve gerilla eylemleri ile düşmana zarar vermekten öteye geçmiyordu. bu tür direnişler kuvay-ı milliye (milli kuvvetler) ruhunu doğurdu. balıkesir ve alaşehir kongreleriyle egeli yurtseverler bu hareketi daha bilinçli şekilde desteklediler. yunan işgalinin büyük zulümlerle ilerlemesi pek çok yurttaşın bu direnişlere katılmasını sağladı.

direniş hareketleri olumlu ama yetersizdi. kuvay-i milliye birlikleri içinde çerkes ethem gibi büyük başarılar elde edenler oldu. ancak bu birlikler gerçek bir ordu olmaktan çok uzaktı. yalnızca kendi şeflerini dinliyor, ankara'daki genelkurmayın buyruklarına uymuyorlardı. ayrıca bu birlikler ayaklananları kendi şeflerinin isteklerine göre hukuk kurallarına uymadan cezalandırıyorlardı. yunanlıların 22 haziran 1920'de başlattıkları saldırı önlenemedi. meclisin, 12 temmuz 1920'de yaptığı toplantıda bazı milletvekilleri yunan saldırısının durdurulamamasında cephedeki komutanların suçlu olduğunu belirttiler. mustafa kemal paşa bu suçlamaların doğru olmadığını, avrupa devletlerince silahlandırılmış ve donatılmış yunan ordusuna sadece milli ve gönüllü kuvvetlerle karşı koymanın mümkün olmadığını belirterek, artık tbmm'nin gerçek anlamda bir orduya sahip olması gerektiğini ileri sürdü. bunu gerçekleştirmek için, milli kuvvetlerde bulunan yetenekli personelin, düzenli asker olarak ordu birliklerinin kadrolarına geçirilmesini ve yeniden bazı doğumluların silah altına alınması gerektiğini ifade etti. tbmm'nin bu konudaki kararı üzerine düzenli ordu kurulmaya başlandı.

bu karara, bazı kuvay-i milliye birlikleri karşı çıktı. ama daha önce mustafa kemal'in aldığı önlemlerle bir çok kuvay-i milliye birliği ordu içerisinde eritilmişti. yeni silah altına alınanlarla beraber düzenli ordu hızla oluşmaya başladı. artık türk ordusu temel olarak yeniden kurulmuş bulunuyordu. 9 kasım 1920 de batı cephesi iki komutanlığa bölündü: batı ve güney cepheleri. batı cephesi komutanlığına genel kurmay başkanı albay ismet (inönü) bey, güney cephesi komutanlığına da içişleri bakanı albay refet bey atandı. buradaki kuvvetlerin savaş yeteneği artırıldı ve örgütlenmesi sürdürüldü. milli mücadelenin ilk günlerinde başarılı hizmetlerde bulunan çete reisi çerkes ethem, komutasındaki kuvay-i seyyare adını taşıyan müfreze, albay ismet bey'in komutanı olduğu batı cephesi içinde yer alıyordu. çerkes ethem ve kardeşlerinin cephe komutanını tanımamaları ve düzenli ordu disiplinine uymamaları üzerine, bakanlar kurulu 27 aralık 1920'de bu birliklerin etkisiz hale getirilmesine karar verdi. çerkes ethem kuvvetleri, başarılı bir şekilde dağıtıldı ve buyruğundaki kişilerin çoğu düzenli orduya katıldı.

 

doğu cephesi

ermeni devleti, rusya'da çarlık sisteminin yıkılıp yerine sosyalist bir devlet kurulması üzerine 1918'de ortaya çıktı. taşnak partisi tarafından idare ediliyordu. ermeniler, sınırlarımıza saldırıyor, müslüman halka aşırı zulüm, haksızlık ve katliam yapıyordu. bunun üzerine, tbmm ermenilere karşı askeri harekete geçilmesine karar verdi.

türkiye büyük millet meclisi, icra heyeti'ne (bakanlar kuruluna) mütareke hükümlerine uyularak boşaltılan, "elviye-i selâse" (doğuda bulunan 3 ilimiz) kars, artvin ve ardahan'ın tekrar geri alınması için gereğinin yapılması yolunda ayrıca yetki vermişti. doğu cephesi komutanı kazım karabekir paşa 30 mayıs ve 4 haziran 1920 tarihinde doğu'daki durum hakkında hükumete rapor verdi. bu raporda; "ermenilerin ilk fırsatta erzurum'u dahi ellerine geçirmek için teşebbüslerde bulunacakları, ermeni ordusuna karşı hakim ve müsait bir vaziyet almanın zorunluluğu, brest litovsk ve batum antlaşması ile türkiye'ye bırakılan elviye-i selâse'yi işgal etmek üzere harekete geçmenin gerekliliği" açıklanmış ve hükumetçe de bu durum uygun görülmüştü.

taarruz için 7 haziran'da emir verildi. ancak, sovyet dış işleri bakanının ermenistan, iran ve türkiye sınırlarının belirlenmesinde, rus sovyet hükumetinin ara buluculuğu ile meselenin siyasi yollardan halledilmesinin mümkün olduğunu bildirmesi üzerine, ordunun taarruzu geciktirilmişti.

bu arada ermenilerin, türk topraklarına ve halkına karşı tecavüzü, oltu'yu işgal etmeleri ve gürcülerin de 25 temmuz'da artvin'i almaları üzerine, 28 eylül 1920'de ordumuz taarruza geçti. 29 eylül'de sarıkamış, 30 ekim'de kars (15. kolordu kafkas tümeni komutanı albay halit bey (karsıalan) yönetiminde), 7 kasım'da gümrü geri alındı. kesin barış antlaşması 2-3 aralık gecesi imzalandı. gümrü barış antlaşması, tbmm hükumetinin imzaladığı ilk antlaşmaydı ve misak-ı milli'nin doğu sınırlarını da kısmen belirliyordu.

 

trakya cephesi

mondros ateşkes antlaşmasından sonra; edirne-istanbul demir yolunu kontrol etmek üzere bir fransız alayı trakya'ya yerleşmiş bulunuyordu. fransız generali franchet d'esperey ile yunanistan başbakanı venizelos arasında imzalanan antlaşma ile kuleliburgaz-hadımköy hattı yunan ordusunun işgaline terk edilmişti.

bu gelişmeler karşısında, i. kolordu komutanı cafer tayyar eğilmez paşa, mustafa kemal paşa'nın 9 ocak 1920 tarih ve 55 sayılı emrine uyarak bütün edirne vilayetinde sıkıyönetim ve seferberlik ilan etti. diğer taraftan trakya-paşaeli müdafaa heyet-i osmaniyesi, 31 mart 1920'de lüleburgaz'da yaptığı ilk kongresinde dış tecavüzler ve iç ayaklanmalar karşısında her türlü tedbir alma yetkisini kolordu komutanına ve merkez heyetine vermeyi kararlaştırdı.

san remo konferansında, itilaf devletleri edirne ile birlikte doğu trakyayı da yunanistan'a bırakmayı kararlaştırdılar.

9 mayıs 1920'de edirne'de toplanan trakya paşaeli müdafaa heyet-i osmaniyesi, 2'nci kongresinde edirne ve doğu trakya'nın yunanistan'a bırakılmasını kesinlikle reddetti ve ülke topraklarının savunulmasını kararlaştırdı. bu amaçla, yerli halktan asker toplamayı ve silahlı savunma tedbirleri almayı kararlaştırdı. ayrıca, cemiyet programını değiştirmekle birlikte ismini de trakya-paşaeli müdafaa-i hukuk cemiyeti haline getirerek, anadolu ve rumeli müdafaa-i hukuk cemiyetinin şubesi olmuştu.

sevr antlaşmasının imzalanmasını kolaylaştırmak, osmanlı imparatorluğu'na fiilen olduğu kadar hukuken de son vermek amacı ile itilaf devletlerinin de teşviki ile yunan ordusu bir taraftan anadolu'da bir taraftan da trakya'da harekete geçti. 20 temmuz 1920'de başlayan yunan taarruzu sonunda edirne 24 temmuz 1920'de düştü. sevr antlaşmasının imzalanmasını takip eden günlerde yunan hükumeti kendi meclislerinden geçirdikleri bir kanunla doğu ve batı trakyayı bir genel valilik halinde yunanistan'a kattığını ilan etti. yunanlılar tarafından edirne ve doğu trakya'nın ilhakına rağmen, trakya'da işgale karşı silahlı mücadele devam etmiştir.

anadolu'da kazanılan büyük zafer ve orduların boğazları geçerek trakyayı kurtarmak için harekete geçmeleri kararı karşısında, boğazlarda bulunan itilaf devletleri ateşkes anlayışı içinde olmuşlardır. 15 ekim 1922'de yürürlüğe giren mudanya ateşkes antlaşması ile doğu trakya, yunan kuvvetleri tarafından boşaltıldı. 25 kasım 1922'de edirne valiliğine tayin edilen şakir bey (kesebir), türk yönetimini yeniden kurmuştur. lozan konferansı sonunda, yunanlıların anadolu'da yakıp yıktıklarına karşılık, savaş tazminatı olarak karaağaç ve bosnaköy köprü başlarının da ana vatana katılması kararlaştırılmıştır.

 

güney cephesi

mondros ateşkes antlaşmasının, itilaf devletleri tarafından tek taraflı, haksız ve yanlış bir şekilde uygulanışı çerçevesinde güney anadolu'nun işgali, bu bölgede milli mücadele cephelerinin kurulmasına ve düşman saldırısına karşı direnmeye sebep olmuştu.

fransızların adanayı, ingilizlerin ve fransızların beraberce urfa, maraş ve antep'i işgal etmeleri halk arasında korku, nefret ve endişe oluşturmuştu. fransızların, ermenilerle işbirliği yaparak sömürge yönetimi usullerini burada uygulamaları, yer yer bölgesel savunma tertiplerinin alınmasına ve milli kuvvetlerin kurulup teşkilatlanmasına etken oldu.

 

urfa cephesi

diğer güney illeri gibi, urfa'da önce ingilizlerin sonra da 30 ekim 1919'da fransızların işgaline maruz kaldı. fransızlar, urfa'da da ermenilerle işbirliği yaparak, urfalıların can ve mal güvenliklerini ihlal ettiler. fransız işgaline karşı 9-10 şubat 1920 tarihinde yapılan, urfa ve havalisi kuvayı milliye komutanı "namık" takma adlı yzb. ali saip bey (ursavaş)'in komutasındaki 3000 kişilik, baskınla urfa kısmen kurtarıldı. karargah binasındaki fransız bayrağı yerine türk bayrağı çekildi. uzun ve çetin mücadeleler sonucu, fransız askeri birlikleri, 11 nisan 1920 günü urfa'yı boşalttı. urfa da tek başına istilacı bir devlete karşı savaşmış ve zafer kazanmıştır. böylece, şanlıurfa olmuştur.

 

antep cephesi

önce ingilizler, sonra fransızlar tarafından, mondros ateşkes antlaşması hükümlerine aykırı olarak işgal edilen antep, yabancı işgaline boyun eğmedi ve direndi. fransızlar, antep'te bir ermeni fırkası kurarak, yerli ermeni azınlığı ile birlikte anteplileri sindirmeye çalıştı. halkı korku ve endişeye sürüklediler. annesini saldırıya karşı savunmaya çalışan 12 yaşındaki bir çocuğu (şehit kamil) öldürdüler. bütün bunların üzerine antepliler de teşkilatlandı. kılıç ali bey komutasındaki kuvay-ı milliye birlikleri de başarılı direnişler ve mücadelelerde bulundu. antep, önce 3 ve 18 şubat 1920 tarihlerinde ilerleyen iki fransız taburuna karşı direndi. daha sonra, mart 1920 sonunda takviyeli fransız birliklerine karşı çetin bir güç ve azimle savaştı. fransız birliklerine karşı kahramanca savaşan ve milli bir sembol olan şahin takma adıyla teğmen sait bey'in şehit düşmesi, fransızlara karşı direnişi daha çok artırdı. 1 nisan 1920'de de bütün şehir fransızlara karşı ayaklandı. 10 ay 9 gün düşmana karşı en kötü imkanlarla yiğitçe ve mertçe savaşan antep, 9 şubat 1921 de teslim olmakla beraber, türk tarihine kahramanlar diyarı olarak "gazi" unvanını alarak geçti. gaziantep, 6000 evladını savaşarak şehit verdikten, binlerce yaralı ve sakat bıraktıktan sonra, sırf açlık yüzünden (ekmek yerine acı zerdali çekirdeğini yiyerek) kapılarını düşmana açmak zorunda kaldı.

 

Bu listeler ilginizi çekebilir!

üst bottom