evlilik hakkında bilgiler listesi için eklenen 10 entry bulunmaktadır.
 

bu yazıda evlilik üzerine enteresan, komik çeşitlemelerin teşhis, tanım ve tedavilerini bulacaksınız. evli bayanlar, baylar... okuyun bakalım, siz bunlardan hangi duruma dahilsiniz? standart mı, marjinal mi yoksa hiç biri mi?

teşhis standart evlilik.
tanım : erkek, seçilmiş, kadın "görülmüş"tür. erkek iş yerinde, kadın komşu günlerinde filan oyalanır. akşam, televole seyredip, sibel can'ın aşk hayatına üzülürler. evlilik hayatı, çocuk yapılana kadar tereddütlerle geçer. çocuktan sonra "arada çocuk olmasa" tiribi hakimdir. kadın çalışmadığı, erkek de evinde kadın olduğu için köledir. bizatihi kurum 'efendi' olduğu için camus'nün "efendisiz kölelik teoremi" asla geçerli değildir. konu komşu, hısım akraba, her şeyin önündedir. gelip çocuğa ismini bile onlar koyarlar.

tedavi: erken boşanma.

teşhis: entel evliliği.
tanım : erkek bir reklam ajansında art direktör, kadın da benzer bir ajansta müşteri temsilcisidir. komşularını tanımaz, yüzüklerin efendisi okurlar. çocuk yapmaya korkar, birbirlerine arada sırada çiçek filan alırlar. arada bir girdikleri ilişkilere "kaçamak" deyip birbirlerine anlatmazlar. ilk "kaçamak"larında biraz bunalsalar da çabucak alışırlar. sık kavga eder, kavgalarında kate millet'tan, lynne segal'den filan alıntılar yaparlar. "evlilik kurumunun önemli olmadığını, asıl olanın aşk olduğunu" söylerler. bu felsefelerinin günlük hayatlarındaki tek karşılığı yüzük takmamalarıdır. genellikle kedi ya da köpek edinerek zavallı hayvanın da hayatını kaydırırlar. nihai olarak zaten boşanırlar.

tedavi: erken boşanma.

teşhis: marjinal evlilik.
tanım: laf olsun diye evlenilmiştir. taraflar bunalım ve arızalıdır. erkek ve kadının başka sevgilileri, bu sevgililerinin arasında da çapraz ilişkileri vardır. arkadaş çevresi bir masanın etrafına toplandığında, kimin kiminle ne yaptığını çıkarmak, detaylı log analizleriyle bile pek anlaşılamaz. ilk birkaç ay sonrasında iktisadi, sosyal, psikolojik semptomlar azar. kendilerini bir, hayatı sıfır zannederek başladıkları ilişki, atlıkarınca gibi dönmeye başlayınca bayar.

tedavi: erken boşanma.

teşhis: mantik evliliği.
tanım: taraflar, birbirlerine "aşkla" değil, birtakım tablolarla bağlıdır. matematik olarak birbirlerine uyduğunu düşünen çiftler, çevrelerindeki evliliklerden feci dersler çıkardıklarını düşünürler. ders çıkarmaktan bir hal olan bu çiftler, kendi sıkıcı hayatlarını didaktik üsluplarıyla arkadaşlarına da aynen taşırlar. üstelik, yıllarca direnebilirler. ama biyoloji, matematik dinlemez. olay, erkeğin penisinin başka bir kadın için hareketlenmeye başlamasıyla sarsılmaya kadının da aynı olaya iştirakiyle yıkılmaya başlar.

tedavi: erken boşanma.

teşhis: kiyak evliliği.
tanım: bilinen tek makul evlilik yöntemidir. şöyle sebeplerle olabilir: amerikan pasaportu almak, askerdeki tarafın çarşamba aksamları da çıkmasını sağlamak, çeşitli eş yardımlarından faydalanmak, memurlar için eş durumundan "kolay tayin" sağlamak, doğan bir çocuğa nüfus cüzdanı edinmek, ev kiralamak...

tedavi: gereksizdir.

teşhis: geleneksel evlilik
tanım: kadının mazlum olduğu tek evlilik durumudur. kadın, babadan kocaya teslim edilmiş, feministlere malzeme çıkarılmıştır. kadın, hemen hemen yaşamaz. erkek, eve ekmek ve tuz getirerek kendini iyi ve yeterli hisseder.

tedavi: derhal boşanma.

 

erkekler sorumlulukların ilişkiyi bozacağını düşünüyor! erkek için evlilik bilgiye dayalı bir tahminler dizisidir. öte yandan, hepsi olmasa da bazı kadınlar için ise hayat sezgiden ibarettir.

durumun erkekler için böylesine korkutucu olmasının nedeni de budur. kadınlar durgun akan nehirde aheste kürek çekerken erkekler açık denizde bir başlarına kaldıklarını hissederler.

erkeklerin bağlanmaktan bu kadar korkmalarının nedenini bir de kendi ağızlarından duymaya ne dersiniz? işte erkeklerin evlilik öncesindeki korkulu itirafları:

1- o hayati cümleyi duymak 'hastalıkta ve sağlıkta' (gardiyan gelir, hapishane kapısı kapanır.)

2- her milletten meyvelerin tadına bakma hayalinden vazgeçmek (şahane bir aşk ve şehvet seline kapılıp bir çiçekten öbürüne konmak)

3- 'ya?' kuruntusuna kapılmak (ya başka bir kadına aşık olursam?)

4- boşanmak (yanlış ata oynamak gibi)

5- anne-babanın başarısız evliliklerini tekrarlamak (ya da anne-babanın mutlu evliliğini tekrarlamak, günün birinde karısına 'meleğim', 'balım' ya da 'aşkım' diye hitap etmek)

6- başkanlık mevkinden ve eğlence şirketi müdürlüğünden feragat etmek. sonra da uzlaşma denen şirketin yönetim kuruluna hesap vermek zorunda kalarak, her kararın günün birinde insanın neşesini kaçıran bir teftişten geçeceğinin tamamen bilincinde olmak.

7- evcilleştirilen kocalar kardeşlik derneğinin aktif üyelerinden biri haline gelmek.

8- ezbere bir hayat (sıkıntı, fazla yüzgöz olma ve sıradanlık)

9- sükunet, denetim, boş alan, mahremiyet, bütün gece spor kanalı izlemek, ahbaplarla poker, sigaradan alınan bir fırt, leş kokan spor ayakkabılar gibi nimetlerden feragat etmek.

10- misafir odasında başlayıp kanepede devam eden erotizmden vazgeçerek düzenli ve renklilikten uzak bir seks hayatına adım atmak.

erkekler, evlilik bağıyla bağlanmaktan korktuklarını tavırlarıyla sergilerler...

 

evlilik deyince aklıma büyük bir çember geliyor. bekarlar için bu çember çok çekici, içine girip parçası olmak istiyorlar. evliler için ise dar ve sıkıcı. kaçıp kurtulmak istiyorlar.

evlilik bir sahne şovu. tüm yakın çevreniz kırmızı kadife perdeli küçük bir tiyatronun en ön sırasında pür dikkat sizi izliyor. ilk ciddi sahne teklif sahnesi. perde açılıyor, hayat boyu sürecek ya da sürmeyecek şovunuz başlıyor. tüm gözler sizde.

filmlerde gördüğümüz gül yapraklı evlilik teklifi sahneleri kadınların aklında, hayallerinde ve kalbindedir. hani erkeğin tüm hünerlerini gösterdiği, evlilik teklifini edip aynı zamanda da gül yapraklarını tavandan yağdırdığı sahne. eminim öyleleri vardır ama buraya düşmez. zaten öyle kadınlar mutludur. hem yaratıcıyı hem program yapanı hem de gül yağdıranı bulmuşlar, daha ne?

buraya konu olanlar benim şanssız ilham perilerinin, sizin ve benim payıma düşenler. tuhaf evlilik teklifi antolojisini yaşayanların ağzından hiç abartmadan yazıyorum. dipnotlar - - arasında.

teklifi yapan erkekler teklif şekillerine göre sınıflandırılabilirler. ilk örnek aklına esip ortada fol veya yumurta yokken teklif edenlerden.

yakın arkadaşlarımdan bir kadın uzun zamandır görüştüğü bir arkadaşıyla –aralarında flört, kurlaşma yada herhangi bir şey yok- buluşmuş. kahve içmişler – erkek tamamen ayık-, sohbet etmişler. eve dönüş yolunda adam sana çok önemli bir şey söyleyeceğim diye gevelemeye başlamış. ne diyeceksin demesine kalmadan, ağzından baklayı çıkartmış adam;
‘evlen benimle!’
şaşkınlığından sıyrılıp ‘nasıl yani, yüzük nerede?’ diye sormuş kadın.
‘sen evet de, yüzük kolay’ demiş adam.
‘şimdi evet dersem nereden alacaksın?’ diye üstelemiş kadın, cevap yok.
en sonunda kendi kendine cevaplamış, nöbetçi kuyumcudan mı!

ikincisi yol-yordam ve ne istediğini bilmeyen, hayattaki duruşu belirsiz şaşkınlardan. cep telefonuna mesajla veya e-mail yoluyla ‘işte ben seni şöyle seviyorum, böyle şahanesin, ben bu teklifi başka yerlerde yapmak isterdim, ama ne yapalım, benimle evlenir misin?’ şeklinde evlenme teklifi alan da var. mesajı görene kadar bende inanmamıştım. sonra gördüm. inandım. o oğlanla ilgili bir sürü yorum yaptım ama buraya yazılmaz.

en şahanesini sona sakladım. sonuncusu da hilebazlığını incir yaprağı ile örtmeye çalışanlardan. bir ilham perimle sevgilisi farklı şehirlerde yaşıyor. hafta sonları şehirler arası yol yapıp görüşüyorlar. fakat adam baharın gelmesi ile birden dalgıçlığa merak sarıyor. patlak kulak zarı ile her hafta sonu kendini orta anadolu’dan akdeniz kıyılarına atıyor. dalmayı öğreniyor. kulak zarını merak edip soran ilham perime de ‘fazla derinlere inmiyorum ama’ diyor. neyse, ardı ardına gelen ve dalmaya harcanan dördüncü hafta sonundan sonra, arıza çıkıyor. evlilik karşıtı, bu konuyla ilgili tek kelime konuşmaktan sakınan erkeğin savunması: ‘aslında ben sana suyun altında evlenme teklif edecektim de onun için çalışıyordum’ . bak sen şimdi. biz bunların kıymetini bilmiyoruz mu ne? eminim poposu hala acıyordur.

teklif ilk sahne de, önemli. tavandan yağan güller konusunda idare edebiliriz ama üstte yazanlar gibi de olmasın bir zahmet. hazırlıksız, -armut piş ağzıma düş mentalitesi içinde. erkekler anlamıyorlar ama evlilik bu, romantizm evlenince zaten bitecek. başta biraz olmasının hiç zararı yok. gerçi evliliği ‘yemeğim pişsin donlarım yıkansın’ şeklinde değerlendirenler teklif konusunda da ancak bu kadar maharet gösterebiliyorlar demek. anlayışlı olmak ve onlardan uzak durmak lazım.

bunlar var ya bunlar, utanmasalar -sen git evrakları hazırla, gelinliği giy, evlen, düğün dernek ne istiyorsan yap, gel- ben evde yatıyorum bile derler. evlerden uzak...

 

her evlilik hayata yeni bir başlangıçtır. ancak yaptığınız güzel başlangıcın bir kabusa dönüşmemesi için, eşinizle ‘para, iş bölümü, çocuklar, aile ve çalışma’ gibi bazı konuları önceden konuşmalısınız

uzmanlar, çiftler evlendikten sonra artık ortak bir bütçeleri olacağını, ancak para harcama alışkanlıklarının birbirininkine uymayabileceğini belirtiyor. "eğer çalışmayacaksanız, eşiniz size günlük ev harcamalarının dışında da para bırakmalı. ileri planlarınız için, örneğin ev almak, taksit ödemek gibi, sizin de paranızın ne durumda olduğundan haberdar olmanız gerekir.

eğer siz de çalışacaksanız, her ikiniz de kazandığınız parayı ortak bir hesaba yatırabilirsiniz. ancak kendiniz için para biriktirmek gibi bir niyetiniz varsa, her ikiniz için özel bir hesap açtırıp, her ay buraya belli bir miktarda para yatırabilir ve kalanı, ortak hesaba aktarabilirsiniz. ortak hesaptan yapacağınız harcamalarıysa birbirinize haber vermenizde fayda vardır."

evde iş bölümü şart.
erkeklerin çoğu ev işlerinde annelerine yardımcı olur. çoğu kendi işlerini annelerine bırakmaz kendi yapar. ama iş gerçeğe dönüşüp, evlenilince birden bütün iş tek kişinin üstüne yığılır. bu durumun kabusa dönüşmemesi için yapılacak en doğru iş evlenmeden önce tüm bu önemli ayrıntıların konuşulmasında yatıyor. evlilik terapistleri, kadınların bu ağır yükten kurtulmaları için şu önerilerde bulunuyor :

"sizin ütü yapıp, yemek hazırlamak için değil bir yuva kurmak için onunla evlendiğinizin altını çizin. şüphesiz çalışmayıp, ev kadını olmayı tercih ettiğiniz takdirde ev işlerinin büyük sorumluluğu sizde olacaktır. ama bu, müstakbel eşinizin size kesinlikle yardım etmeyeceği anlamına gelmez."

çocuk için ortak karar.

işte bir evlilikteki en güzel ama en önemli sorun. çocuk doğurmanın ortak kararını vermek başlı başına sorun teşkil ettiği gibi, sonrasında doğan çocuk ya da çocukların sorumluluk ve eğitimi üzerine ortak kararlar almak da bir o kadar güç olabiliyor bazen. henüz çocuk doğurmaya hazır olmadığınızı düşünebilir, bu yüzden beklemek isteyebilirsiniz. öte yandan eşiniz sizinle hemfikir olmayabilir. bu durumu da önceden çözmeniz gerekir. çocuk yapacağınız zamanı birlikte kararlaştırmalı, eşinizin bu konuda size baskı yapmamasını önceden sağlamalısınız.

güçlü aile bağlari.
siz eşinizi eşiniz de sizi deliler gibi seviyor olabilir. peki aynı şey aileleriniz için de geçerli mi? hiç düşündünüz mü? ne yazık ki evlilik iki kişiden oluşmuyor. geniş bir yapıya sahip. siz istediğiniz kadar anlaşın, eğer ailelerde bir sorun varsa, sizin de evliliğinizin zehir olma ihtimali söz konusu. peki ne yapmalı? aileler ve çevrenin, ilişkinin yürüyüp yürümemesindeki en büyük etken olduğunu belirten terapistler, "eğer taraflardan biri ailesine fazlasıyla bağlıysa diğeri bu durumdan rahatsız olabilir.

örneğin eşinizin annesi sürekli gelip, sizin ortak hayatınıza müdahale ediyorsa, ikilemler yaşanacaktır. bu yüzden evlenmeden önce bu konuya değinmeli, ikinizin de hoşlanacağı bir yol bulmalısınız. bunu önceden konuşmanız, ilerideki pürüzleri de silecektir" uyarısında bulunuyor.

olumlu ve yapici düşünce.
son söz yine evlilik terapistlerinden geliyor: "insan ilişkilerindeki en önemli konunun samimiyet ve saygıyla var olduğunu unutmayın. güler yüzün her kapıyı açar. olumlu ve yapıcı düşünce pek çok sorunu halleder. eşlerin birbirlerine sevgi ve anlayışla yaklaşması gerekir. 'şirket' damgası yiyen evlilik kurumuna 'sevgi' yolundan girmek pek çok pürüzü giderir...

çalişmak.

işte bir hassas konu daha. bu konu ve sorunu elbette ki kadın tarafı yaşıyor. eğer eşiniz kıskanç ise, sizin çalışmanızı istemiyorsa sorun daha da büyüyebilir. özellikle ülkemizde bu önemli bir sorun. terapistlere ve sosyologlara göre birçok kadın, eşi izin vermediği için istediği halde çalışamıyor. bu yüzden bu konunun da evlenmeden önce netleştirilmesi gerekiyor.

eğer çalışamıyorsanız, evlendikten ve çocuklarınız doğduktan sonra da iş hayatınızı sürdürebileceğinizi eşinize net biçimde anlatmalısınız. çalışma hayatınız yoksa bile, ona istediğiniz takdirde çalışabileceğinizi belirtmelisiniz. bu şartlar size önemsiz gibi gelebilir ama ileri yaşantınızda nelerle karşılaşabileceğinizi bilmediğinizi unutmayın.

 

sağlıklı bir aile ortamında huzur ve mutluluk aile üyelerinin problem çözme becerileri ile ilişkilidir. bununla beraber birçok ailede geçmişte yaşanan olaylara takılıp kalmak günlük problemlerin çözümünü olumsuz şekilde etkiliyor.
geçmişte yaşanan olaylar ve problemler yeni oluşan hadiseler sırasında ilişkiler üzerinde etkili olur. geçmişten ders alınmalıdır. bununla beraber unutulmuş kapatılmış meselelerin hatırlatıcı bir olayla yeniden gündeme gelmesi çözülmesi gereken problemi çözümsüzlüğe götürür.
evlilik çok yönlü bir kurumdur ve eşler arasında ne kadar sevgi saygı olsa da orta yolu bulmak her iki tarafın karşılıklı fedakarlığı ile mümkündür. eşler iyi geçim adına bazı olayları ve davranışları deyim yerindeyse sineye çekmek durumundadır. bununla beraber bazen ifade edilemeyen ihtiyaçlar ve duygular kişilerin içinde bir ukde oluşturmakta küçük bir söz, bir ima ve bir hatırlatma yıllar sonra bile eski defterlerin yeniden açılmasına sebep olmaktadır.
bazı ailelerde ise bu defterler hiç kapanmayıp en ufak olayda en ufak nedenle yeniden açılıp tekrar tekrar üzerinde konuşulduğundan yeni konuların konuşulmasına, sohbetlere engel olmakla kalmayıp karşılaşılan çözümü çok kolay günlük problemleri de içinden çıkılmaz hale sokarak kısır döngülere yol açıp aile ortamının daha stresli hal almasına neden olur. geçmişte yaşananların hatırlanıp genellemelerden ve aşırılıktan kaçınılarak ders çıkarılması yeni kurulacak yuvaların da daha sağlam temeller üzerine oturmasına katkı sağlar. bugün'ün haberine göre, evlilikte kriz yaratan belli başlı konular şunlar:
  • eşler arasında tanışma ve isteme, düğün şekli.
  • alınan eşyalar, takılar.
  • evin ve eşyanın seçimi.
  • yeni kurulan yuvaya diğer aile üyelerinin ve misafirlerin ziyareti.
  • doğum, hastalık.
  • aile üyelerinin davranış şekilleri ve ziyaretler.
  • eski defterleri açmanın bir faydası yok.
  • geçmişte yaşanan güzellikler kişileri nasıl rahatlatıyorsa sıkıntılar da kişileri o şekilde sıkar.
  • bazen güzel bir hadise bile eski olumsuzlukların hatırlanmasına sebep olur.
  • böyle bir durumda geçmişe takılıp birbirini suçlamak detayları unutulmuş hadiseler üzerine ön yargılı yorumlar yapmak daha doğrusu geçmişi kendisi açısından yeniden yaşamak kişinin içinde yaşadığı anı yaşamasına, güzel duygulara, düşüncelere engel olur.
  • eskiye takılı kalmış karşılıklı suçlamalar ve savunmalar o anki durumla ilgisi olmayan kırgınlıklar dargınlıklara yol açabilir. bu sadece mevcut problemlerin çözümünü ve aile içi uyumu zorlaştırır.

 

Bu listeler ilginizi çekebilir!

üst bottom