diksiyon, şaşırtmaca veya yanıltmaca, zor tekerlemeler listesi

diksiyon, şaşırtmaca veya yanıltmaca, zor tekerlemeler listesi için eklenen 1 entry bulunmaktadır.
 
en son bir yetkili düzenledi:

sazsız sözsüz, sarsıntısız bir yaz için işsiz sessiz bir sivrihisarlı olan sinan'ı isteyişimizin yazısını size serzenişlerle okuyamam ki.

sedat tınaz'ın tasası suratsız teyzesine rastlama sezen sıska sülük tazısını tuz tortusu tütsüsüne tutmasıydı.

benim bir değirmenim var indirmeli bindirmeli pergele verip döndürmeli, indiremezsen bindiremezsen ver ustasına indirsin bindirsin pergele verip döndürsün

bir berber bir berbere bre berber beri gel diye bar bar bağırmış. bizde bize biz derler, sizde bize ne derler?

bir berber bir berbere bre berber gel beraber bir berber dükkanı açalım demiş.

bir pirinci birinci buluşta bir inci gibi birbirlerine bağlayıp perlepe berberi bastıbacak bedri ile beraber bursa bağrına parasız giden bu paytak budala, basası topal badiden biberli bir papara yedi.

özüne özgü özverili özgür’ün özellikli özerk öğretimde ödenekli örnek çalışmalarına ozan özakman da ortak oldu.

parayı paraya verin, parayı araya vermeyin.

paşa tası ile beş has tas kayısı hoşafı.

zaman saman satar, saman zaman satar.

pinti pideci pişkin pideleri pijamalı pisboğaz piyadelere pirinçli pilavla pişirdi.

bu duvarı badanalamalı mı, badanalamamalı mı?

bu evi yıkıp yapsak da mı otursak, yoksa yıkmasak onarsak da mı otursak?

bu kara kantar kırk kilo kara katran tartar.

pireli peyniri, perhizli pireler teperlerse, pireli peynirler de pır pır pervaz ederler.

pısırık pırlak pırnallıklarda pırnallanırken pılı pırtısını pısırık pıtraklara pıtır pıtır pırtlattı.

pohpohçu pinti profesör pofur pofur pofurdayarak hınçla tunç çanak içinde punç içip pûlverizatör prospektüsünû papazbalığı biblosunun berisindeki papatpa buketinin bu yanına bıraktıktan sonra pâlas pandıras pülümürle pötürgeden getirdiği pörsük pötikare pöstekiyi paluluların pıtırcık pazarında partenogenes pasaparolası ile pertavsız pervasız pervaz peysajını ve peronospora pestenkerani pestilini posbıyıklı pisboğaz pedegoga pınarbaşında beş etti.

pötürgeli pimpirik pusat’ın posbıyık mı pispıyık mı oğlu pülümürlü pınar’la pasin’e gitmiş.

sadece tek bir tür tıltıl yok ki.

şavşatlı şaban, şarkışlalı şipşakçı şekip, şişhane´den şeytankuşunu, şiş şiyeyi şişlemiş, şiye keşişe şiş demiş.

sazende şazi ile zifoz zihni zaman zaman sizin sokağın sağ köşesinde sinsi sinsi fiskoslaşarak sizî zibidi suzi´ye sonsuz ve sorumsuz sorgun ederler. sason´un susuz sazlıklarında badece soğanla sarmısak yetişebileceğini söyleyen samsunlu sebzecilerin sözüne sizler de sessizce ve sezgilerinize sığınarak inanabilirsiniz.

jale'nin jurnalci jilet japon'u jambon, jeton, jarse, janjanlı ambalaj istedi.

kafa kağıdını kabadayı koca kadir'e kaptıran kapkaççı kısa kasım'ın kahire’deki kan kardeşi kel kaleciklinin en küçük kızının kocası kaçmış.

kapa kaça, koşa düşe kaçan kapkaççı yere uça düşe bata çıka kapaklanarak keçilerini kaçırdı

bir pirinci birinci buluşta bir inci gibi birbirlerine bağlayıp perlepe berberi bastıbacak bedri ile beraber bursa bağrına parasız giden bu paytak budala, basası topal badi´den biberli bir papara yedi.

bir tarlaya kemeken ekmişler. iki kürkü yırtık kel kör kirpi dadanmış. biri erkek kürkü yırtık kel kör kirpi, öteki dişi kürkü yırtık kel kör kirpi.kürkü yırtık erkek kel kör kirpinin yırtık kürkünü, kürkü yırtık dişi kel kör kirpinin yırtık kürküne eklemişler.

şemsi paşa pasajında sesi büzüşesiciler.

sen bu şişeyi haççane götür olmazsa hastanenin en hasına götür

sen ocak kıvılcımlandırıcılardan mısın? kapı gıcırdatıcılardan mısın? ne ocak kıvılcımlandırıcılardanım, ne kapı gıcırdatıcılardanım.

sen seni bil,sen seni,bil sen seni,bil sen seni,sen seni bilmezsen patlatırlar enseni.

şinasi bu senin son şansın.

üstü üç taşlı taç saplı üç tunç tası çaldıran mı çabuk çıldırır, yoksa iç içe yüz ton saç kaplı çanı kaldıran mı çabuk çıldırır?

üveçli üvezli, ürgüplü üzümcünün üzüm üzüm üzülen , süzüm süzüm süzülen ünyeli üzengili güzelini üvendireyle ürüye sürüye götürdü.

vıdı vıdıcı ve vırvırcı vanlı veli’nin vefalı arkadaşı vahit vatansever’e veda edip vilâyete volta vura vura giden vayvaycı vedat, viranköylü vahap’la karşılaştı.

vırvırcı vedia ile vıdı vıdıcı veli velinimeti vatman vahit e vilâyette veda edip vefâ ya doğru vaveylâsız, velevasız velespitle volta vururlarken voleybolcu vatran virtüöz vicdanî ve viranşehirli vatansever viyolonselist vecibe ile karşılaştılar.

yalancı oğlu yalıncık yayladığının yahnisini yağsız yiyebilirse de yayladığının yağlı yoğurdundan, yüksekova'nın yusyumru yumurta yumurtlayan tavuklarından, bir de yörük ayranıyla yufkasından asla vazgeçemez.

zerzavatçının sepetini sıska, sert suratlı, zevksiz biri zikzaklar çizen tazı gibi zaman zaman da zır zır zurna çalarak taşıyordu.

zonguldaklı zaloğlu zöhre´nin kızı zühal zibidi zeki´ye ziyafet zerketti.

şiş şişeyi şişlemiş, şişe kesişe kiş demiş.

siz bizim çekoslavakyalılaştırdıklarımızdan mısınız yoksa çekoslavakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?

siz bizim delileştirdiklerimizden misiniz? yoksa delileştiremediklerimizden misiniz?

sizin damda var,beş boz başlı beş boz ördek, değirmene girdi köpek,bizim damda var beş boz başlı beş boz ördek, değirmenci çaldı kötek.sizin damdaki beş boz başlı beş boz ördek hem kepek yedi köpek,bizim damdaki beş boz başlı beş boz ördeğe, hem kötek yedi köpek.siz de bizcileyin beş boz başlı beş boz ördek misiniz,demiş.

son şans şu su şişesinde.

çapakçurlu çipil çatal’ın çar çur ettiği çil çil liraları çöpçatan çakmakçı’nın üç kızı iç etmiş.

eller pekmezlenmiş de biz pekmezlenmemişiz.

eller tere terelemiş, biz de tere alalım da terelenelim.

ertenekli örtenekli, ergene’nin ecesi, esentepe’nin eğlencesi, erdenler er erdemle bize geldiler.

farfaracı fikriye ile favorili fasa fiso fahri fatsalı fatma´yı görünce, fesleğenci feylesoy feyyaz´ı, fındıkçı ferhunde´yi anımsayarak feveran ettiler. felemenkte felemenklerin felemenkçe mi konuştuklarını düşûne düşüne fertliği çektiler.

farfaralı fatma fırında fareyi farkedince feneri fırlattı feryadı bastı.

fasa fisocu fikret fatsalı ile fesleğenci feyyaz’ın ferhunde’si felmenk’e fink atmaya gittiler.

çarık çorap dolak, ben sana çarık çorap dolak mı dedim?

çatalağzı´nda çatalsız çatalcalı çatalcının çarpık çurpuk çalçene çoruhluya çarptırmasına ne dersin? çatalca´da topal çoban çatal yapıp çatal satar, nesi için çatalca´da topal çoban çatal yapıp çatal satar? karı için çatalca´da topal çoban çatal yapıp çatal satar. çarık çorap dolak, ben sana çarık çorap dolak mı dedim.

çatalca’da topal çoban, çatal yapıp çatal satar, nesi için çatalca’da topal çoban çatal yapıp çatal satar?

karı için çatalca’da topal çoban çatal yapıp çatal satar.

cemil, cemile, cemal cumaları cilacı cüce canip´in cicili bicili cumbalı ciltevinde cümbür cemaat cacıklı civcivle cücüklü cacık yerler sonra da cebecili cingöz coğrafyacının cinci ciciannesinin cırcırböceğini dinlerler.

çıtır pıtır hanımın, çıtı pıtı kızının, çıtkırıldım çocuğu olmuş. çıtı pıtı hanım, çıtkırıldım kızıyla, çıtır pıtır annesine övünmüş.

şu karşıda beş boz eşek beşi de bez yüklü boz eşek deh beş boz eşek çüş beş boz eşek

şu karşıda bir dal, dal sarkar kartal kalkar. kartal kalkar dal sarkar. dal kalkar kantar tartar.

şu karşıdaki dibi kovuk, kabuğu kalın, eğri doğru kuru kavak! takırdadın da mı kurudun, takırdamadın da mı kurudun?

bu yoğurdu mayalamalı da mı saklamalı, mayalamamalı da mı saklamalı?

bu yoğurdu sarmısaklasakta mı saklasak, sarmısaklamasak da mı saklasak?

şu karşıdaki kara kuru kavak, karardın mı ey kara kuru kavak, sarardın mı ey kara kuru kavak!

şu köşe yaz köşesi,şu köşe kış köşesi,ortada soğuk su şişesi.

şu köşe yaz köşesi,şu köşe kış köşesi,ortadaki su şişesi. şiş şişeyi şişlemiş,şişe kesişe kiş demiş.elalem aladana aldı aladanalandı da biz bir aladana alıp da aladanalanamadık.

su şisesi muş paşası.

marmaris’ten marmara'ya maviş maviş, menevişli mermerlerle mermerciler, mamacılar ve marmelatçılar mırın kırın, mışıl mışıl gittiler.

maskot model mosmos morararak modern mozaiklerde mola verdi.

muhterem muhtar muslu muzaffer’le mutlu mukaveleye muvaffak oldu.

namlı nallıhanlı nesrin’in nalınlarını nazikâne nergis satan zaman zaman nöbet şekeri alan nezaket’e vermesine ne dersin?

nankör nalbant nalları nallamalı mı,nallamamalı mı?

hahamhanede hahambaşı hahamı homur homur homurdanır görûnce, hemencecik heyecanlandı, hızlandı, hoşnutsuz hırçın halhallarla halkaları, halatları hallaçlara verdi.

hakkı hakkı’ya gitmiş,hakkı hakkı’nın hakkını istemiş,hakkı hakkı’nın hakkını vermeyince,hakkı hakkı’nın hakkından gelmiş.

şu tesbihi imamelemeli mi, yoksa imamelememeli mi?

nargilemin altı derya, üstü ateş, cümlemiz kardeşiz kardeş.

ne cezveyi köpürtebildim, ne kahveyi höpürdetebildim.

keşmekeşlik kekeme kerim, kadirlili ketenhelvacısına kemik, kekik, kendir, kenevir sattı.

kıkır kıkır kıkırdayan künefeci, külüstür küfesili büfeci kürşat’a küfür etti.

kikirik kuşçubaşının kilitçi ve kilimci kardeşi kuşbaz kubat, kuşadası’na kukumav kuşu götürüp iki kuzu getiren kişiye iki de kilit vermiş.

kırk kırık küp, kırkının da kulpu kırık küp.

şu yamayı şu köseleye yamalamalı mı? yoksa yamamamalı mı?

talihli tahir’in titrek tevfik’i ters türs söz ederek tir tir titremesi tahin ve tahıl işini turhallı tombul, tuhaf turhan’a vermesi doğru mu?

titiz, temiz, tendürüst dadım; tadını tattığı tere demetini dide dide dağıttı da hiddetinden hem dut dalında takılı duran dırıltı düdüğünü öttürdü, hem de didine didine dedim dedi, dedim dedi dedi durdu.

üç tunç tas has hoş kayısı hoşafı.

üçüncü üçkağıtçı,üçetek üçleşerek üç teker arabayla süzüm süzüm süzülen süzgeçleri süzdü.

ulubatlı utangaç ulaş’a uğursuz ulunay’ın uzun uzun uzattığı urganı uğraşa uğraşa aldı.

uluborlulu utangaç ulviye ile urlalı uğursuz ulvi uğraşa uğraşa urfa´daki urgancılara uzun uzun, ulam ulam urgan sattılar.

ürdünlü ûnlü üfürûkçü üryani, ünye, üsküdar, ürgüp üzerinden ûlküdeşlerine üstüpü, üstübeç, üvez, üzüm, üzengitaşı ve üzünç götürürken, üveyikten ürüyerek, üvendirelerini sürüyerek yürüyen üçkağıtçı ütücülerin ürküntü üreten ünü batasıca ünlemleriyle ürküverdi.

cumaları cumadan çıkar çıkmaz cümbür cemaat cicili bicili, cücüklü cacıklı cingöz, candan ciltçi cemal’in cumbalı evine koşardık.

dadaylı dadımın dodurgalı düdük delisi dedesi diline doladığı dedbebeli dedim dedisiyle dırdırını dilinden düşürüp de bir kez olsun doya doya düden diyemeden, düdenin dallara doldurduğu doyumlu yemişlerden doyasıya yiyemeden darıdünyadan göçüp gitti.

damla artık su cam şişede.

şu karşıda kuru kavak, takırdadın da mı kurudun, takırdamadın da mı kurudun, dibi kovuk, kabuğu kalın, iğri, doğru kavak.

a be kuru dayı, ne kuru sarı darı bu darı, a be kuru dayı.

abana´dan adana´ya abarta abarta apar topar ahlatla ağdalı avuntucu ahmak ahmet´in avandanlıklarını aparanlardan acar abdullah ile akıllı abdi akşam akşam bize geldi.

adalardan adalara adanan adanalı abroşun abarta abarta, ahlatlı ağdacının avutucu, avutucu ahmak, aptal abdurrahman’ın arkadaşı ağır ağır gidiyordu.

biz bizde bize biz deriz, siz sizde bize ne dersiniz?

adem madene gitmiş, adem madende badem yemiş, madem adem madende badem yemiş neden bize badem getirmemiş.

aksaray’da akar çeşme aksa raylar bozulur.

al bu takatukaları takatukacıya takatukalatmaya götür. takatukacı takatukaları takatukalamam derse, takatukacıdan takatukaları takatukalatmadan al da gel.

nüfuslu nükteden nümayişçinin numunelik nükteleri nüksetti.

o pikap, şu pikap, bu pikap.

indim kuyunun dibine sildim sirkeledim çıktım.

indin dereye silindim silindim çıktım.

inim inim inleyen ibibiklerin ibiklerini ibrişimli iplikle ipil ipil istifleyen işkilli iskilipli’nin işliğinde toplandık.

ocak kıvılcımlandırıcılardan mısın,kapı gıcırdatıcılardan mısın?ne ocak kıvılcımlandırıcılardanım, ne kapı gıcırdatıcılardanım.

okmeydanı´ndan oğuzeli´ne otostop yap; oltu´da volta at, olta al; orhangazi´de orhanelili orhan´a otostopluk öğret; sonra da osmancıklı osman´a otoydu, totoydu, fotoydu, dök!

oluklu’dan kozlu’ya, kozlu’dan oğuzeli’nin otçuk otogarına oba oba, ot toplaya toplaya posoflu osman’ın ocağına vardı.

özbezön´ün özbeöz ödemişli öngörülü öğretmeni özgüraslan ile özgüluslan özellikle özerk ön öğretimde öylesine özverili, övünç verici ve övgüye değer kişiler ki, hani tüm öğretim örgütleri içinde en özgün örnek onlardır diyebilirim.

aslan gibi bizim kaptan kaplan gibi bizim kaptan.

az kaz, uz kaz, boyunca kaz.

babaeskili babacan bahri beberuhi bedri ile bıyıksız bıçkıcı bıngıldak bahir´in bigadiç´teki bonbon bonmarşesine varmışlar, o adadakilerin yüzlerine bön bön bakarak, büyülü büyük buhurdanlığı buğulu buğulu boşaltıp bomboş bırakmışlar, sonra da bodrumda gözden kaybolmuşlar.

baldıran dalları ballandırmalı mı, ballandırılmamalı mı? sonra o bala daldırılan baldıran dalları dallandırılmalı mı, ballı dalla dallandırılmamalımı?

batı tepede tahta depo dibinde beytutet eden pullu dede tekkesinden matrut bitli vedat, dar derede tatlı duttan dürülü pide yutup pösteki dide dide dört ayda dört türlü derde tutuldu.

ben bademe baktım, badem bana baktı;ben bademden bıktım, badem benden bıktı.

koca kokoz kokainman kokorozlana kokorozlanaç kazablankalı kozmonota kök, kok, köken, kokot, kök sökmek, kokoreç, kökmantar, köknar, köçekçe, körkandil, krematoryum, kösnüklük ne demek diye sormuş.

kokoroz koca, kostak kostak kostaklanmış: köse kasım’a “kök söktürürüm, kötü kötü konuşurum demek de ne oluyor.” demiş.

langur lungur laflamadan leblebiye laf ebeliği, lüpçülüğü lüplemeden leyla’dan lale’yi sorun.

leyla ile lalelili lale´ye leblebi ile likör ikram etmiş. lüpçüler,lütfen lüzumlu lüzumsuz lakırdıları bırakın da lüzferle rızk, rot, rop, rint, ring, ray, radyoaktivite nedir diye konuşun.

marmara´daki karmarisli mermerciler mermerciliği meslek edinmişler, ama mamak´taki mamacılar manyetizmacılıkla marmelâtçılığı meslek edinememişler.

hatayım hatay dün geldi katay ne yaptım satay gün geldi batay.

her müdür müdür müdür?

herkes bazlama yapıp bazlamalandı da biz bazlama yapıp bazlamalanamadık.

herkes gayganalandı, biz gaygalanamadık.

kilisli kikirik kilimci kilizmanda´ki kilitli kilisede kimliğini kimseye sezdirmeden kucak kucak kuskuslu kuşkonmazı kukumav kuşuna, kişiliksiz kulağakaçan kirliğ kirloz kirpiye de kuşadası´nın kuşhanesindeki kuşbaşlı kuşbazla birlikte önce kişnişli kuşüzümünû, sonra da kumla´nın kumlu kumlu kuşkirazını yutturmuş.

kınıklı kılıbık kırpıntı kıyasettin, kırımlı kılkuyruk kıtmiri kıkır kıkır kıkırdatarak küskütük küçümen küfeci külhaniyle külüstür kürşat´ı külünklü küngür üstüne küttedek devirdi.

kırıkhandaki kırıkçı kırçıl kargın kırgın kırıkçısı kırmızı kırda kıkır kıkır kıkırdayarak kırımlı kıkırdakçının kızıl kırlangıçlarını kışın kırlarda kırgızlı kırpıntıcı kırışık kırımtov´un kırıkkıraklarıyla besliyormuş.

herkes lahana alıp lahanalanmış, biz de lahana,alıp lahalanalım mı?

horozun kuyruğu kıvır kıvır kıvırtmaçlanmış dönmüş geri çevirtmeçlenmiş.

ibibiklerin ibiklerini iyice iyileştirmek için istinyeli istifçi ibiş´in istif istiridyeleri mi, yoksa, iskilipli ispinoz işportacı ishak´ın işliğindeki ibrişimleri mi daha iyi, bilemiyorum.

ibişle memiş kavga etmiş, mahkemeye gitmiş. mahkemede mahkemeleşmiş mi, mahkemeleşmemiş mi?

iğdır’ın ığıl ığıl akan ılıman ırmağının kıyıları ıklım tıklım ılgın kaplıdır.

iğdır´ın ığıl ığıl akan ılıman ırmağının kıyıları ıklım tıklım ılgın kaplıdır.

ilgarcı ılgar,ılgıngillerin ılgancırı ılgalayarak,ılgıt ılgıt ılgılardı.

iiım ılınan, ılıcalı ılıcalı akan ılık iğdır irmağı’nın kıyıları ıkır tıkır ığrıp ağaçlarıyla kaplıdır.

indim kuyu dibine sildim süpürdüm silkinndim çıktım.

işlek işlemeci,işlemeli işleri işlikte işleyerek işletmeciye işyerinde izletti.

it iti itti, bit iti itti, it biti itti. bit gitti, it gitti. itti, bitti, gitti.

dedeman’daki dayımın düdük delisi debdebeli, delidolu oğlu doğan doya doya doydum demeden, dedim dediye dırdıra düşmeden gitti.

değirmene girdi köpek. değirmenci çaldı kötek. hem kepek yedi köpek. hem kötek yedi köpek.

dört deryanın deresini dört dergahın derbendine devrederlerse, dört deryadan dört dert,dört dergahtan dört dev çıkar. paşa tası ile beş has tas kayısı hoşafı. zaman saman satar,saman zaman satar.

dört deryanın deresini, dört tezgahın derbendine devrederlerse, dört deryadan dört dert, dört tezgahtan dört dev çıkar.

eğer eleşkirtli eleştirmen eşref ile edremitli bedri´yi eğe´nin en iyi eğercisi biliyorlarsa, ben de ermenekli erdem ergene´nin en iyi elektrikcisidir derim.

el alem bir ala dana aldı ala danalandı da, biz bir ala dana alıp ala danalanamadık.

galata kulesi kapısı karşısındaki kuru kahvecinin gıgısı çıkık, dişi kırık, kurbağa kafalı, karakoncolos kalfası hakkı karışıklığa getirip kahveye kavruk kakule kırığı kattı.

gece penceredeki tekir kedi, kendi tenceresindeki eti yedi.

gel şimdi bize gel söyle bize gel gele bilirsen gel eğle bize.

getirince el getirir,yel getirir,sel getirir;götürünce el götürür,yel götürür,sel götürür.

götür küpü, dök küpü; getir küpü, dök küpü.

gül dibi bülbül dili gibi, gül dibi bülbül dili.

güneyli girgin gammaz galip gavurdağı´nda güpegündüz galeyana gelmiş de gülgiloğlu gaziantepli gazup gazinocuyu gölköylü gitaristle birlikte gümüşhane´ye göndermiş. geçen gece gemerek´ten gediz´e gelen gebzeli gezginci gizemcilerden gitarist general genzel, gençlere, gerçekdışılıkla gerçeklik dışı ilişkiler arasında ne gibi bir geçerlilik gerçekliği olduğunu sordu.

hahamhanede hahambaşı hahamı homur homur homurdanır görünce, hemencecik heyecanlandı, hızlandı, hoşnutsuz hırçın halhallarla halkaları, halatları hallaçlara verdi.

bodrumlu boksör bol bol boyalı boruları boylu, boyunca boyadı.

bu bankaya eski veznedar gelecek. bu bankaya eski vezne dar gelecek.

bu mum, umumumuzun mumu.

bülbül güle gül dedi gül gülmedi gitti bülbül güle gül bülbüle yar olmadı gitti.

buradan koş marsa marsta var bir arsa arsada var bir dönüm dönümde var bir kapı kapıda var bir halka o halkayı çevir karşına gelecek bir ana o ana sana verecek para o parayı al getir bana.

büyük büyük, babacan babaeskili bonboncu bilal’le bigalı bıngıldak bahir’in bön bön bakışlarına, bomboş büyülü, büyük büyük laflarına kızıyordu. büyük büyük, babacan babaeskili bonboncu bilal’le bigalı bıngıldak bahir, bir berbere, bre berber beri gel biber al diyordu.

 

Bu listeler ilginizi çekebilir!

üst bottom