o, sadece türkiye'nin kurtarıcısı değil, aynı zamanda tüm doğunun kurtarıcısıydı, zira doğuyu türkiye"den soyutlamak olanaksızdır. türkiye asırlar boyunca islam alemini kucaklamış ve içinde yer almıştır. türkiye büyük muharebeden önce, batı saldırılarına karşı, doğu uyuşmazlık ve savaş cephesiydi. hristiyanlık taasupluğu içinde olan batı ülkelerinin çirkin sömürü emellerinin hedefiydi.
savaşın sona ermesiyle birlikte türkiye'nin savaştan çözülmüş ve dağılmış olarak çıkmasıyla, batı ülkeleri yaldızlı sömürü isimleri altında, müslüman doğu milletlerini paylaşmaya başladılar. hilafetin payı tahtını ve türkiyeyi işgal ettiler. padişahı buyruk ve denetimleri altına aldılar. mareşal allenby, kudüs'e girdiğinde şöyle demişti: haçlı seferleri bugün bitmiştir. allah'ü teala'nın kemal aracılığıyla ihsan ettiği mucizesi olmasaydı, türkiye"de giderdi, onunla birlikte şark'ta yok olurdu. işte bu ortamda kemal dağılmış olan mukavemet güçlerini topladı. kahraman türk evlatları ve kardeşleri onun etrafında birleştiler. aziz ve asil türk milletinin barınağı anadolu topraklarına direniş ruhunu aşıladı.
tutsak padişah ve destekçi hükumetine ve içerideki deccal din adamlarına karşı mücadele etti. başta ingiltere olmak üzere, batı ülkelerine, dış güçlere derslerini verdi. saldırgan batıya haddini bildirdi. kötü emellerine ve saldırganlıklarına gem vurdu. kükredi, direndi, mücadele etti. müslüman şarka yeniden ümit verdi. fedakarlık ve mücadelenin en güzel örneğini sergiledi. işte bundan dolayıdır ki mustafa, yalnız türkiye'nin değil, tüm doğunun kurtarıcısıdır. tarihin seyrini değiştirdi ve doğu için yeni oluşum esaslarını belirledi. gerçekten o, biraz önce de belirttiğimiz gibi, tarihin derinliklerinden bu yana insanlığın inancında ve yaşantısında etkileri olan doğunun en bariz şahsiyetlerindendi.
(türk"ün ata'sı), atatürk kişiliğine ilişkin araştırmanın, tüm yönlerine burada değinmemiz zaman ve zemin bakımlarından olanaksızdır. ancak islamiyetle ilgili tutumu hakkında burada bir şeyler söylemeyi kendim için uygundan öte elzem görüyorum. mustafa atatürk"ün bu husustaki tutumu onun büyüklüğünün göstergelerinden biridir.
buna rağmen, mustafa, her müslümanın kalbini kıran ve ona üzüntü veren haksız eleştirilere hedef olmuştur. mustafa"ya bu yakıştırmayı yapan gerçek sorumluların bilinmesi gerekir. bu sorumlular kimdir?
bunlar, islamiyeti temsil edenler, islamiyet adına konuşanlar, kendilerini başkalarından daha dindar, müslüman addedenler ve dini nüfuzlarıyla insanların hayatlarına yön verenlerdir.
bunlar müslümanların halifesi, müslümanların şeyhul islamı, din adamları ve tarikat şeyhleri, müslümanlar, osmanlı sultanını kendilerinin halifeleri kabul ederlerdi. müslümanların halifesine (padişah) gelince başkentini işgal eden ingilizlerin tahtı tasarrufu altında, sarayında sessizce oturmaktadır. hayır! padişah sessizce oturmamıştır. anadolu'daki direniş hareketini yok etmek için ingilizlerin elinde alet olmuştur. müminlerin emrine karşı gelenlere, mustafa kemal ve beraberindekilere karşı cihat ilan etmiştir.
şeyhul islam ve din adamlarına gelince; bunlar padişaha kendi adına imzalaması ve izniyle insanlara dağıtılması için bildiri hazırlıyorlardı. bildirilerde, mustafa kemal"in hain olduğuna ve öldürülmesinin helal olduğuna işaret ediliyor ve onu öldürene ödül vaat ediliyordu. yunan uçakları, bu bildirileri padişahın izniyle taşra halkına atıyorlardı. delalete düşmüş tarikat şeyhleri ve müritlerine gelince; bunlar ingilizlere ellerinde bulunan padişaha avarelik yapıyorlardı. bildiriler dağıtıyorlar ve insanları mücahitlere karşı kışkırtıyorlardı.
osmanlı padişahını kendilerinin halifesi olarak kabul eden müslüman toplumlara gelince; bunlardan bir kaçı hariç, diğerleri bağlılıklarından vazgeçerek, kendilerine ve padişaha düşman olanların saflarında yer almışlar. diğer bazdan da kendilerini esir alanlarla birlikte müslümanlara ve padişaha karşı silahlı mücadeleye katılmışlardır.
islamiyet nerede? bu gruplar neredeler? kendisine savaş açılan devrimci mücahit mustafa ne yapsın? nereye gitsin?
mustafa kemal bütün bunlara dur diyecek devrimini başlattı. islamiyete karşı hiçbir zaman cephe almadı. onun hedefi sahte müslümanlar idi. kendi gitmiş adı kalmış, hilafeti ilga etti. alimleri yönetimden uzaklaştırdı. mecelleyi uygulamadan kaldırdı. zakkum ağacı benzeri tarikatları köklerinden temizledi. müslüman uluslara:” siz kendi haliniz, ben kendi halime, durumunuzu değiştiremediğiniz sürece sizinle temasta fayda görmüyorum. kendinizi düzeltiniz, sonra geliniz, bağımsız özgür milletlerin anlaşıp yardımlaştıkları gibi, sizlerle anlaşalım işbirliği yapalım.” dedi.
islamiyetle ilgili olarak, türk milletinin islamiyeti kendi diliyle ana kaynağından öğrenmesi için kuranın türkçe mealini hazırlattı. mescit ve camilerinde dini vecibelerini ifa etmelerini sağladı. nitekim, islami geleneklerin kutlanması her geçen yıl yaygınlık kazanmıştır. bunun en bariz örneği rahmetlinin cenaze merasimi ve defni sırasında sergilenen islami görünümdür.
mecellenin uygulamadan kaldırılmasını savunacak konumda değiliz. ancak, insanların şunu bilmelerinde fayda görüyoruz. hanefi mezhebinin seçkin görüşleri esas alınarak hazırlanmış olan mecellenin asırlar boyu bir milletin hukuk gereksinimine cevap vermesi elbette düşünülemez. evet, islamiyet tüm mezhepleriyle birlikte insanlığın ihtiyacına cevap verebilecek bir dindir. ancak, ortada küçüklüğünde mezhebinden öğrendiğine ve duyduğuna ilave sayılacak herhangi bir yeniliğe kapalı, yeni görüş oluşturacak birikimden mahkum, donuk, tutucu bilginlerin olduğu unutulmamalıdır. ayrıca, insanların el-ezher ülkesi mısır'ı hatırlamaları gerekir. aile hukuku dışında bu ülkede herhangi bir şeriat hükmü uygulanmamaktadır. günümüze kadar uygulanan napolyon kanunlarıdır. yargı, hanefi mezhebini esas alan aile hukukunu uygulamakta olup, ender sayılabilecek haller dışında diğer mezhepler terk edilmiş durumdadır.
evet, atatürk şeriat hükümlerini yürürlükten kaldırmıştır. bunun tek sorumlusu kendisi değildir. zara, türkler ne zaman arzu ederlerse, istedikleri biçimde şeriat hükümlerini geri getirebilirler. ancak, (iyi bilinmelidir ki) atatürk, türklere dünya milletleri arasında; özgürlüklerini, bağımsızlıklarını, egemenliklerini ve onurlarını kazandırmıştır. bu kazanım olmadan, hiç bir şeyin geriye iade edilmesi olanaksızdır. bu kazanımlar, onun ve vefakar arkadaşlarının hedefleri ve güç kaynaklarıydı. şeriat hükümlerini reddeden, onun yerine napolyon kanunlarını ikame eden diğerleri, milletlerine ne kazandırdılar? bilginleri ne dediler?
allah, mustafa"ya gani gani rahmet eylesin, iyilikleri terazide ağır gelsin. iyilik edenler zümresine ilhak etsin.
cezayir, türklerin dönemini iyilikle yad eder, cezayirliler, mescitlere ve dini eğitim yuvalarına baktıklarında oralarda türklerin yansımalarını görürler. onların arasında bizlerin torunları dayılarımız var. aramızda din, tarih, kan ve komşuluk bağları bulunan kardeşimiz asil türk milletine ve aziz türkiye'ye tüm cezayir'in taziyelerini sunar, üzüntülerini paylaşır, evlatlarından salih halef, şimdi ve gelecekte başarılarının devamını dileriz.
bu vesileyle, türkiyeyi, mustafa kemalin yoldaşı inönü muharebesi ve lozan kahramanı ismet inönü'nün yeni cumhurbaşkanı olarak seçilmesinden dolayı kutlarız. yeni cumhurbaşkanının oy birliğiyle seçilmiş olması türkiye'nin, yaşantısında gerçekleştirmiş olduğu olgunluğun göstergesidir. allah'ın izniyle türkiye, bu yolda mutluluğunu ve kalkınmasını, şanlı geçmişi, büyük şahsiyetin atılımları ve başarılarıyla dolu tarihine yakışacak biçimde gerçekleştirecektir.
abdülhamit bin badis