ahmet kaya şarkılarına ait sözleri listesi

ahmet kaya şarkılarına ait sözleri listesi için eklenen 46 entry bulunmaktadır.
 

gökte bulut yerde kar
seçilmez olmuş dağlar
ne bir ses ne bir ışık
oy lili, oy lili, oy lili
ağamsın sen
paşamsın sen karanlık
namlular ışıtmaz geceyi, oy lili.

çevirdiler gece vakti
dağların gecesiydi
aslan gibi bir yiğit
oy lili, oy lili, oy lili
ağamsın sen
paşamsın sen karanlık
kelepçe ışıtmaz geceyi, oy lili.

vurun beni kemik kemik
sökün beni tırnak tırnak
deri deri yüzün beni
oy lili, oy lili, oy lili
aslan gibi bir yiğit
sevdası da sevda ha
ne bir ses ne bir ışık
ağamsın sen
paşamsın karanlık
işkence ışıtmaz geceyi, oy lili.

oy lili hayran sana
yarınlar bayram sana
karalığın devleri cüceleri
aydınlığın oy lili oy lili
gel sallana sallana bir oyana bir bu yana
çocukça düşe kalka derlenip toparlana
oy lili oy lili.

 

titrek bir mum alevinin havaya bıraktığı bulanık bir is,
ve göz gözü görmez bir sis değildik biz
beni bilimle anla iki gözüm, felsefeyle anla,
ve tarihle yargıla...

bal değildir ölüm bana,
idam gül değildir bana,
geceler çok karanlık,
gel düşümdeki sevgilim,
ay ışığı yedir bana...

ahh... ben hasrete tutsağım,
hasretler tutsak bana
bıyığımdan gül sarkmaz,
bıyık bırakmak yasak bana,
mahpus bana, sus bana.
yağlık ilmek boynuma...
sevgili yerine
koynuma idamlar alır, idamlar alır yatarım,
ve sonra sabırla beklerim,
bulutları çekersiniz üstümden,
suçsuzluğumun yargılayıcılarını yargılarsınız,
ve o güzel geleceği getirirsiniz bana...
ölüm tanımaz işte o zaman sevgim,
tırnaklarımı geçirip toprağın sırtına, doğrulurum,
gözlerimde güneş koşar,
ve çiçekler ekersiniz, çiçekler ekersiniz toprağıma...

duygu bana, öykü bana,
roman gibi her an bana
hücremde yalnızım gel,
gel düşümdeki sevgilim,
soyunup hazırlan bana.

biraz sonra asmaya götürecekler beni,
biraz sonra dalımdan koparıp öldürecekler beni,
hoşçakalın sevdiklerim;
dört mevsim, yedi kıta, mavi gök...
bütün doğa hoşçakalın...
hoşçakalın sevdalılar,
çocuklar, üniversiteliler, genç kızlar,
sonsuz uzay, gezegenler ve yıldızlar,
hoşçakalın...
hoşçakalın senfoniler, oyun havaları,
sevda türküleri ve şiirler.
bildirilerimizin ve seslerimizin yankılandığı şehirler.
dağlarında yürüdüğümüz toprak,
yalınayak eylem adımlarıyla geçtiğimiz nehirler hoşçakalın...
hoşçakalın ağız tatlarım;
sıcak çorbam, çayım, sigaram...
havalandırma sıram, banyo sıram, kelepçe sıram...
parkamı, kazağımı, eldivenlerimi, ayakkabılarımı,
ve kalemimi, ve saatimi,
ve kavgamı bıraktığım sevgili dostlar
hoşçakalın, hoşçakalın...

dostum bana, sevdam bana,
soluğunu geçir bana,
uyku tutmuyor gözüm,
anılar sıraya girdi.
gel anne süt içir bana.

hoşçakalın anılarımı bıraktığım insanlar,
mutluluğu için dövüştüğüm insanlar,
yedi bölge, dört deniz,
yedi iklim, altmış yedi şehir,
okullar, mahalleler, köprüler, tren yolları...
deniz kıyıları, balıkçı motorları, takalar,
asfalt yolu boyu dizilmiş fabrikalar,
ve işçiler ve köylüler...
hoşçakal ülkem
hoşçakal anne, hoşçakal baba, kardeşim,
hoşçakal sevgilim, hoşçakal dünya,
hoşçakalın dünyanın bütün halkları,
sınırlı olmayan mekâna,
sınırlı olmayan zamana gidiyorum ben;
en sevda halimle, en yaşayan halimle,
gidiyorum dostlarım,
hoşçakalın, hoşçakalın...
beni yaşamımla sorgula iki gözüm,
beni yüreğimle, beni özümle,
bilimle anla beni, felsefeyle anla beni,
tarihle anla beni,
ve öyle yargıla.

 

cevap veriyorum
eli böğründe analardan
mahpuslardan ve acılardan
çokça bahsediyorum
çünkü başını kuma
saklayanlardan tiksindim
başkaldırıyorum.

yine söylüyorum
kırmızı rujlu sokakların
aşağılık pazarlıkların
adı anılmayacak benle
bir çiçeğim halk ormanında fışkırdım
başkaldırıyorum.

ben bir bıçak ucuyum
kavga vermiş halkına
başkaldırıyorum işte / hey
varın benim farkıma.

yine söylüyorum;
gözü bağlanmış korkulardan
yasaklardan baskılardan
asla irkilmiyorum
çünkü kan emici yarasadan çıldırdım
başkaldırıyorum.

yemin ediyorum;
üç kağıtçının pezevengin
teslimiyetin ve milletin
yolu uğramayacak bana
bir dalgayım halk denizinde köpürdüm
başkaldırıyorum.

ben bir namlu ağzıyım
omuz vermiş halkına
başkaldırıyorum işte / hey
herkes varsın farkına.

 

uyusun ha iyi büyüsün
camlar buğulanmasın
sen uyu uyusun
bulutlar uyanmasın
işıklar uyanmasın
camlar buğulanmasın.

sen uyu, uyanmasın
istanbul uyusun
karagümrük uyusun
fatih uyusun
atatürk bulvarında
rüyalar büyüsün.

sen uyu, uyusun
istanbul uyanmasın
gemiler uyanmasın
camlar buğulanmasın
cibali uyanmasın
kalbim buğulanmasın
gemiler uyanmasın
camlar buğulanmasın.

 

içerden çıkacak birazdan adam
yılların tortusu çökmüş yüzüne
alnını güneşe serecek adam
uykusuz ranzalar suskun voltalar
geride kalacak ve ah hüzünle
bir gül gibi savrulup gülecek adam
kar yağmıştır sardunyanın üstüne
anılar toza toza bulanmıştır
kitaplar sobada yanmış
ah sazlar duvarda kalmış
güzelim şarkılar yağmalanmıştır

içerden çıkacak birazdan adam
yıpranmış bavulu hantal sesiyle
kendini yollara vuracak adam
yüz çeviren dostlar sinsi tavırlar
açığa çıkacak ve ah kendiyle
bir ince hesabı görecek adam
susamıştır tebessümün seyrine
saçları hiç bir gün okşanmamıştır
bir ihtilal kadar yalnız
ah vefanız kadar yanlış
mümkünse farzedin yaşamamıştır

 

dağlar bize düz olur mu
yar gelmezse ne olur
bir yar gider bin yar gelir
düşmanlar görür kör olur.

hadi sen git işine de
herkes kendi işine
dağlarımda zulüm var lo
düşemem yar peşine.

güle baykuş kondurmayın
küstürüp soldurmayın
yare bir şeyler söyleyip
kafamı bozdurmayın.

hadi sen git işine de
herkes kendi işine
dağlarımda zulüm var lo
düşemem yar peşine

 

uçakları nedeyim
gökkuşağı gönder bana
senin olsun süngülerin
gül dikeni yeter bana.

kan kurşundan silinince
kardeş olur, kardeş olur eller bana
kan kurşundan silinince
kardeş olur, kardeş olur, kardeş olur eller bana.

silahları nedeyim
benim sevgim mavzer bana
suya attığım çiçekler
bir gün olur döner bana.

kan kurşundan silinince
kardeş olur, kardeş olur eller bana
kan kurşundan silinince
kardeş olur, kardeş olur, kardeş olur eller bana.

 

kimileri hep suçluyor
kimileri sorguluyor
yaralı yüreğime haraç alıyor.

ihanet zincirini tutan utansın
dönüp arkasına bakan utansın
dost diye bağrıma bastığım insanlar
arkamı dönünce vuran utansın.

durmadan hep soruyorlar
aç bırakıp gülüyorlar
emekleyen yüreğime usta diyorlar.

usta değil acemi bir işçiyim ben
onurlu bir kavganın neferiyim ben
dostun dostu, düşmanımın eceliyim ben
bilip de söylemeyen diller utansın.

 

kaldırınca tabancasını
nişan almak için sarı saçlıya
parıldayıverdi gözleri
koru kendini
kırlangıçlar uçuştular
korkudan çığrışıp
kanat çırparak koru kendini.

hadi söyle bana müziği seversin sen
nasıl çalar insan hapishanede
ağrılardan, sızılardan sonra
romatizmanın zincirleri kemirdi elleriyle.

işte nişan aldı tam
kemanının üstüne
iskalamaz iyi nişancıdır
koru kendini
ama teller gene şakıdılar
doldular havayı titrek titrek hiç umursamadan.

hadi söyle bana müziği seversin sen
nasıl çalar insan hapishanede
ağrılardan, sızılardan sonra
romatizmanın zincirleri kemirdi elleriyle.

havasız bir delikte
gıcırdayan somya üstünde yatakta
yakalanmışsın berbat bir öksürüğe
hih gel de şarkı söyle.
ama yine de sarı saçlı adam
devam etti kemanı çalmaya
dirildi içimizde ölü düşler.

 

Bu listeler ilginizi çekebilir!

üst bottom